Daha birkaç gün önce sosyal medyada Sarıgöl ilçesinde üreticilerin yetiştirdiği üzümden satamadıkları (çıkma) nı 10 TL ye düşmesinden dolayı yaptıkları protestoya şahit olduk.

Bu ne ilk ne de son.

Özellikle son yıllarda üreticinin ürününün değerinde satılmaması sonucunda bu manzaralarla sık sık karşılaşmaktayız.

Bunun ana nedeni Türk Ticaret Sistemi içinde yer alan tarım ürünleri ve gıda pazarlamasının yapısında bulunan çarpık pazarlama düzenidir.

Öncelikle şunu açıklayalım; Tarımda pazarlama nedir?

Tarımsal pazarlama, bir tarımsal ürünün tarla, bahçe, ağıl ve kümesten tüketiciye taşınmasıyla ilgili süreç ve hizmetleri kapsamaktadır.

Bu süreç üreticinin üretim ve hasat dönemi sonrasında başlayıp son satıcıya kadar geçen zaman dilimini kapsamaktadır. Pazarlama hizmetleri arasında, tarımsal ürün veya gıdanın üretimin planlanması, yetiştirmesi ve hasadı, sınıflandırılması, paketleme, nakliye, depolama, tarımsal gıda işleme, dağıtım, reklam ve satış gibi birbiriyle bağlantılı çok sayıda faaliyeti kapsamaktadır.

Bu süreç ve faaliyetler ayrı ayrı tarım ürünü ve gıdanın maliyetine etki eden birer unsurdurlar.

Gelişmiş batı ülkelerinde veya geliri adaletli bölüşen toplumlarda bu masraflar üretici ve pazarlama zincirinde yer alan aktörler arasında yine adaletli bir biçimde ve oranlarda paylaşılmaktadır.

Bizde ise tam bir adaletsizlik hüküm sürmektedir.

Şöyle ki;

Üretim döneminde üretici girdi ve üretim maliyetlerini belirleyememekte,girdileri girdi üretimi yapan firmalar belirlemektedir.

Ürün satış fiyatını üretici değil pazarlamada aracılık yapan aktörler belirlemektedir.

Bu aktörler genellikle hiç denetlenmemekte, denetlenseler de kendilerine vergi açısından herhangi bir müeyyide ve ceza uygulanmamaktadır.

Yani işin özeti pazarlama sürecinde işleyen düzende aracıların tüm giderleri üreticinin satış fiyatından “kırım” yapılarak üreticiye ödetilmektedir.

“Vergisiz Aracı Sistemi” adını verebileceğimiz bu düzende aracı akla gelmeyecek kârlar elde edip işin “risk” i ile tanışmadan vergisizliğin keyfini sürmektedirler.

Olan önce üreticiye sonra da üretim tüketim hattında %300-1000 arasında zamlanan tarım ürünü ve gıdayı yetmeyen bütçesi ile almaya çalışan tüketiciye olmaktadır.

Görevliler ne yapıyor?

Horultularını duymuyor musunuz?