İzmir’de bu yıl 3.sü düzenlenen Homeros Ödülleri sahiplerini buldu. İsmini, M.Ö. 9. yüzyılda İzmir (Smyrna) bölgesinde yaşadığı sanılan ve Batı edebiyatının ilk büyük eserleri olarak kabul edilen İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı olan İyonyalı ozan Homeros’tan alan bu ödüller; ekonomi, sanat, sağlık, turizm, spor, çevre ve eğitim gibi alanları kapsıyor. Bu yıl Sahne Sanatları / Tiyatro dalındaki ödüle Aydın ilimizin gurur kaynağı ve Türk Tiyatrosu’nun büyük oyun yazarlarından Dr. Hidayet Sayın layık görüldü.

12 Ekim Cumartesi günü İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen ödül töreni sonrası Hidayet Bey ile konuşma ve hislerini sıcağı sıcağına öğrenme fırsatı buldum. Sayın, öncelikle büyük salonun tamamen dolu olduğunu, bir konserle de tamamlanan eğlenceli, güzel bir akşam yaşandığını belirtti. Homeros Ödülleri’nin İzmir için değerli bir girişim olduğunu ve bu ödüllere özellikle Homeros adının verilmesinin ise yine İzmir’in dünyaya tanıtımı açısından katkı sunduğunu anlattı. Homeros’un saygı duyulması gereken tarihi bir şahsiyet olduğunu, dolayısıyla bu ödülün bugüne kadar aldığı tüm ödüller içinde ayrıcalıklı bir konumda yer aldığını ifade etti. Troya Savaşları’nı konu alan üç tiyatro oyunu olan Hidayet Bey, bu eserleri üzerinde çalışırken Homeros’un İlyada’sından referans olarak yararlandığını, Homeros 3000 yıl önce Troya’yı tarihe not olarak düşmese bu oyunlarını hiç yazamamış olacağını anlattı. İlyada Destanı’nın insanlık için önemli bir tarihi ve edebî miras olduğunu, bu bakımdan Homeros’a çok şey borçlu olduğumuzu vurguladı.

Aydın Ana Sağlık Merkezi’nde 1960’larda ve 1970’lerde başhekimlik ve çocuk doktorluğu yaparak büyük hizmetler sunan Sayın, o yıllarda doğan Aydınlı çocukların hiç unutmadığı efsane doktor amcasıdır. Kırsal yaşamdan köy sorunlarına, kent yaşamından sorunlu aile ilişkilerine, tarihten mitolojiye kadar birçok konuyu işlediği oyunları Devlet Tiyatroları, Kenterler’in Kent Oyuncuları Tiyatrosu ve TRT Radyo Tiyatrosu tarafından yıllarca sergilendi. Pembe Kadın adlı oyunu 1966 yılında sinemaya da uyarlandı. Uzun eser listesine öykü, deneme ve anı kitapları ve çocuk oyunları da dahil. Bu yıl 61. sanat yılına giren Hidayet Bey yılmadan yurt sorunlarına kafa yormaya, çalışmaya ve yazmaya devam ediyor. Mütevazılığı, enerjisi ve sanatsal üretkenliği ile genç kuşaklar için harika bir rol modeli.

Sevgili çocukluk doktorumuzun hiç vazgeçmediği yazarlığı ile ilgili sıkça dile getirdiği bir sözü vardır: “Yazdıkça yaşıyorum, yaşadıkça yazıyorum. Yazmasam, sanki yaşamış gibi olmuyorum.” Bu vesileyle ben de yazacağı daha nice yeni eserlerini okumayı iple çekerek, kendisini Homeros Ödülü’nü almış olmasından dolayı yürekten kutluyor, tiyatro sevdası ile elinden kaleminin hiç düşmediği sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Aydın ilimiz ve Türk Tiyatrosu için büyük bir değer olan Hidayet Sayın’a yakışır bir sanat jübilesi töreni zamanı artık gelmedi mi diye sormadan da edemiyorum. Bu sesin; il erkânımız, yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz tarafından duyulmasını ümit ediyorum.