Osmanlı Devleti, kendi topraklarında pamuk üretiminin artırılması için ABD’ye başvurur. Osmanlı, o esnada henüz kaldırılmamış olan kölelik sisteminin ABD’de pamuk üretimini artırdığını düşünmektedir. Öbür yandan Osmanlılar, pamuk üretme potansiyeline sahip Nil’in suladığı Mısır toprakları üzerinde 1831 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanıyla kontrolünü kaybetmeye başlar. Sanayi Devrimi’yle birlikte artan pamuk talebine bağlı olarak Osmanlı da bu alanda önemli bir aktör olmak ister. Bunun için Osmanlı topraklarında alternatif pamuk ekim alanları aramaya başlar. Bu arada pamuk ekim ve işleme tekniği de Osmanlı için önemli bir merak konusudur. Osmanlı’nın daveti üzerine ABD’nin Güney Caroline eyaletinden Dr. Doris adında bir kişi köleleriyle beraber gelerek Osmanlı topraklarında pamuk ekim denemelerini başlatır.  

Telgraf, Amerikalı Mors tarafından bulunmuştur. İlk hat Maryland -Washington D.C. arasında 1843 yılında kurulur. 1844’te ilk mesaj başarılı bir şekilde çekilir. Amerikalı zımpara taşı madenciliğiyle ilgili önemli çalışmalar yapmış olan Jeolog Prof. Dr. J. Lawrence Smith, Osmanlı’da bir madencilik okulu açmak için İstanbul’a gelmiştir. Okul ile İstanbul arasında bir telgraf hattı çekmek için bir girişimi vardır. Bunun için ABD’den iki tane telgraf makinesi sipariş verir. Cyrus Hamlin, adlı bir Amerikalı daha önce İstanbul’a gelmişti. Bir misyoner okulu temsilciliğini yapmaktaydı. İlerleyen süreçte bu okul Robert Koleje dönüşecektir. Bu kişi, İstanbul’da önemli bağlantılar oluşturmuştu. Lawrence, bu kişi kanalıyla Osmanlı Sarayından bir randevu ayarladı. 1847 yılında Beylerbeyi Sarayı’nda Sultan Abdülmecid’in huzurunda telgraf denemesi yapıldı. Bu deneme sırasında sarayın iki farklı odasına telgraf makinaları yerleştirildi. Denemeler başarı ile gerçekleşti. Bu denemeler sırasında Amerika İstanbul Temsilciliği tercümanı da bulundu. Bu aşamada kimi ABD’li senatörlerin destek verdikleri de anlaşılmaktadır.   

Osmanlı’da telgraf denemesinin yapıldığı dönemde Abdülmecit 27 yaşındadır. Saraydaki telgraf denemeleri başarılı olduktan sonra kendisi Edirne-İstanbul arasına bir telgraf hattının çekilmesini istemiştir. Abdülmecit, Mors’a da icadından dolayı bir sertifika ve elmas işlemeli bir madalya da göndermiştir. Kendisini Hıristiyan dünyanın yetiştirdiği örnek insan olarak tanımlamıştır. Mors da Abdülmecit’e kendisinin imalı olan telgraf makinasından bir tane Abdülmecit’e göndermiştir. O da bu hediyeyi askeri okula vermiştir.   

Beylerbeyi Sarayı’ndaki denemelerden sonra Osmanlı Balkanlar’da Rus baskısı hissettiği için; öbür yandan Balkanlar’da etnik ayrılıkçı hareketlerin başlaması nedeniyle Edirne- İstanbul arasına bir telgraf hattı çekilmesi için girişimde bulunulması istenmiştir. Ancak tıpkı pamuk ekimi gibi bu girişim de sonuçsuz kalmıştır. Dünya’da (ABD’de) ilk telgraf denemesi olan 1845 yılından yaklaşık 8 yıl; Osmanlı’daki ilk deneme olan 1847’den 6 yıl sonra 1853 yılında Rusların Osmanlı’ya karşı harekete geçmesi sonrasında meydana gelen Kırım Savaşı sırasında Rusların Akdeniz’e inmesini istemeyen İngilizler tarafından Osmanlı’ya askeri yardım yapılmasının yanında Kırım’dan o günkü şartlarda en uzun sualtı hattı kabul edilen Karadeniz’in altından Kırım’dan Bulgaristan Varna’ya oradan da Edirne’ye ve Rusçuk’a hat çekilmiştir. Oradan da Fransızlar tarafından Edirne hattı İstanbul’a kadar uzatılmıştır.

Okullar, hastaneler ve iletişim teknolojileri şeklindeki gelişmeler ABD adına Türkiye’de olumlu algı oluşturmuştur. Bu da Kurtuluş Savaşı başlangıcında Anadolu’da kimilerince Amerikan himayesini isteme şeklinde kendisini göstermiştir.