Bugün de zeytin ağacı konusunda kamuoyunu, her konuda olduğu gibi yine iki ters kutba ayırdı:

Doğa mı? Enerji mi? Tarım mı? Enerji mi?

Ülkemizin enerji ihtiyacının büyük bir bölümünün ithal yoluyla petrol ve doğalgazdan sağlandığı herkesin malumudur. Hiç kimse bu ülkenin parasının ve emeğinin başka bir ülkenin hazinesine gitmesini istemez. Hiç kimse elektriksiz yaşamayı düşünemez. Elektriksiz bir hayatın ilkel yaşam olduğunun herkes bilincinde. Peki, sorun nereden kaynaklanıyor?

Sorunun birinci kaynağı enerji lobisi, ikincisi ise bazı politikacılar. Para dışında hiçbir kutsalı tanımayan ve gönlünde tanımayan bu lobi yasaları da tanımadığı gibi politikacıları da kendi kutsallarına alet ederken yukarıda belirttiğimiz ülkenin enerji ve döviz ihtiyacından hareketle, hükumeti ve milletvekillerini yumuşak karnından-enerji ihtiyacından- vurmaktadırlar.

Zeytin katliamına karşı çıkanlar için Soma olayında en önemli önemli argüman doğa ve çiftçilerin aç kalmaları idi. O zamanın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, demecinde önce zeytinden yana görünürken, ”dağ taş zeytin oldu” gerekçesiyle, son cümlesinde enerji lobisinin safında yer aldığını gösteren bir demeç verir.

O zaman bu olay karşısında şöyle yazmıştık:Ziraat odalarının tepkileri ve zeytin üreticilerinin direnişi sonrası bu yasa komisyondan geri çekildi. Şuna emin olunuz ki enerji ve maden lobisi

bu işin peşini bırakmayacak daha aşırı olmak üzere zeytin ve tarımı yok etmeyi amaçlayan yeni bir yasa ile ortaya çıkacaktır. Tabii ki kendileri perde arkasında politikacıları önünde…

Dediğimiz gibi oldu.

Aşağıdaki yasanın 19. Maddesi 9 defa TBMM gündemine ve komisyonlara taşınarak zeytin ağacına sağlanan kısmi dokunulmazlık kaldırılmak istendi.

Nedir bu dokunulmazlık?

ZEYTİNCİLİĞİN ISLAHI VE YABANİLERİNİN AŞILATTIRILMASI HAKKINDA KANUN1 Kanun Numarası : 3573

Kabul Tarihi : 26/1/1939.

“Madde 20 – (Değişik: 28/2/1995-4086/5 md.) Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır. (Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008-5728/99 md.) Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının %10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış

Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunun yayımından önce zeytinlik alanlarına ilişkin kesinleşmiş imar planları geçerlidir.”

Eminim,Türk tarımının tarım ürünlerini yönetmelikler dışında yasa ile koruyan bu tek madde mülga edilmek için gene gündeme alınacak, Türk zeytin ağacı birkaç çevre ve tarım dostu ie kendini savunmayı sürdürecektir.