Eğer benzetmek uygun ise zeytin hikâyesi “hırsız” masalına döndü.

Devlet ve bürokrasi ülkenin yeşili konusunda yeterince duyarlı değil.

Maden,enerji.inşaat,müteahhitlik,ulaşım ve benzeri sektörler yeşile karşı saygılı değil,dersek abartmış olmayız.

Adamın birinin bahçesine zeytin dadanmış.Can malın yongası hesabı,adamcağız bahçenin etrafına yüksek tel örgüler,sıkı sıkıya kilitlenen kapılar inşa etmiş,içeriye de en baba yiğidinden bekçi köpeklerini salmış.

Fakat hırsız yılar mı? Sık sık bahçeyi talan etme teşebbüsünden vaz geçmez.Bahçe sahibi de keyifle,var olduğunu ve uslanmayan hırsızı gözlermiş.

Gel zaman git zaman bahçe sahibi rehavete erer.Tedbirleri terkeder,dikenli telleri tamir etmez,beslemesi zor olduğundan dolayı köpek besemekten vazgeçer.Nasılsa hırsız çalmaktan vaz geçti düşüncesi ile kapıları da kilitlemez.

Hırsıza gün doğmuştur. Bahçenin tüm meyvesini topladığı gibi ağacını da kesip odun eder.

Bizim zeytin bahçelerinin hikayesini içeren bu yazı dizimizde bahçenin ve bahçe sahibinin direnişinden ve var olma kavgasından söz edeceğiz.

Zeytin ve zeytin bahçesinin başının belada olduğunu anlayan erkân-ı devlet 1939 yılında zeytin bahçesini korumak için kanun çıkarır.Yıllar yılı bu kanunla zeytinlikler elden geldiğince kör topal hırsız şerrinden korunur.

Ancak zeytine zarar veremeyen hırsız zeytin bahçesini ele geçirmek için bazen inşaatçı,bazen turizmci,bazen,madenci bazen enerji üreticisi kılığına girer.Kendi çıkarı için zeytini katletmeyi kafasına koymuştur bir kere…

Bizim zeytin bahçesinin hikayesi de oldukça uzundur .Ancak yakın zamanların son olayı Akbelen’de ortaya çıkar.

2023 ve 2024 yıllarında madencilerden birisi Akbelen’de binlerce çam ve zeytini keser.

Bu olay Soma’da başlamış Akbelen ilesürmektedir.Soma ‘da Neyse ki inaflı bir yargıç gereğini yapar zeytin ağacı katillerini usulüne uygun cezalandırır.Fakat kavga bitmez.

Sonuçta Muğla’nın Akbelen ve İkizler köylerinin davalarına kadar sürer. Kömür çıkarmak için çam ormanları yanında zeytinlikler de kömüre kurban edilir.