80'li yılları görmüş biri olarak o yıllarda üniversite sınavlarına hazırlananları ve kazananları çok iyi hatırlıyorum. Küçük bir şehrin, herkesin neredeyse birbirini tanıdığı bildiği yıllardı. Mutlaka yaşıtlarım hatırlayacaktır, mahallelerinde liseyi bitirip üniversitede okumaya giden kişilerin sayısı bir elin beş parmağını zor geçerdi. Belki de ülke nüfusu bu kadar fazla olmadığı için belki de üniversite sayısı az olduğu için kazanıp şehir dışına okumaya gidenler dahi gözüyle görülürdü. Tabi ki birde doktorluk, mühendislik gibi bölümleri kazandıysa kesin büyük adam olacağı konuşulurdu.

O yıllarda üniversiteyi bitirmiş ve bugün çok iyi konumlara gelmiş kişiler var. Tabiri caizse bileğinin hakkıyla kazanıp kariyer elde etmişlerdi. Şimdi ülkenin her şehrinde en az bir olmak üzere yüzden fazla üniversite var. Geçmişte kılı kırk yaran ve üniversiteye gidenlerin yerini şimdi, liseyi bitiren herkesin gittiği üniversiteler dolu maalesef. Fakülteler öğrenci ordularıyla dolu adeta, öğrenciler eskisi gibi başka illere okumaya gitse de bazıları kendi şehirlerindeki üniversitede okuma imkanına sahip. Buraya kadar tamam, ancak üniversiteden mezun olup ta iş bulamayan binlerce öğrenci var. Bölümüne göre , kamu veyahut özel sektörde kolayca iş bulamayan binlerce genç var.

Geçmişte aileler çocuklarının ilkokul ders durumuna bakarak okuyup, okumayacağını tahmin eder ilkokulu bitiren kız veyahut erkek çocuklar meslek öğrenmeleri için çırak olarak işe verilirdi. Böylece hem çocuklar meslek sahibi olmak için işe giriyor hem de meslek erbabı ustalar yeni ustalar yetiştirmek için adım atmış oluyordu. İlerleyen yıllarda eğitim sisteminde çok büyük değişiklikler yaşandı, örneğin sınıfta kalmamak gibi bir sistem vardı ki evlere şenlik…

ÇIRAK YETİŞMİYOR ARTIK

Sınıfta kalmadan ilkokul, ortaokul, lise gibi okullardan binlerce genç mezun oldu. Üniversite de okumak mecbur olmadığı için çoğu genç o yaşta meslek bilgisi edinemediği için zor koşullarda iş sahibi olmayı seçti. Kimi aileler de illaki okusun diye evlatlarını üniversitelere gönderdi. Üniversitelere girmek eskisi kadar zor olmadığı için tabir-i caizse her önüne gelen üniversiteli oldu. Okudular seçtikleri bölümlerde, mezun da oldular. Ama işsizler ordusuna katılmaktan başka bir şey yapamadılar. Ülkemizde fakültelerden mezun olmuş ya da olmaya hazır binlerce kişi var. Mezun olanların neredeyse tamamına yakını olmasa da yakını yıllardır iş bulamıyor. Bulanlarsa ya çok üstün kabiliyetli ya da bir yerlerden torpilli. Kamu ve özel sektörde istihdam edilmek kolay değil artık eskiden nüfus bu kadar fazla değilken iş bulmak daha kolaydı. Yaşam şartları her geçen yıl daha da zorlaşmaya devam ediyor. Umarım üniversitelerden mezun olan herkes iş sahibi olur ve hayallerine kavuşur. Ailelerin evlatları için verdikleri emekleri ve fedakarlıklarının semeresini almış olur…