Merkez üssü Kahramanmaraş ili olan ve toplam 11 ili kapsayan ve bölgeyi yerle bir eden büyük depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Öte yandan bölgede enkaz kaldırma çalışmaları hızla sürüyor. Çadır kentler, konteyner kentler hızla depremzede vatandaşlarımıza teslim ediliyor. Yurt içinden ve yurt dışından maddi ve manevi destekler de hız kesmiyor, ülkemizin bu zor günlerinde yanımızda olan herkese sonsuz şükranlarımızı sunuyorum. Evet enkaz olan bu kentlerimizde acılar taze, aileleler yok oldu, çocuklar yetim ve öksüz kaldı maalesef. Temennimiz odur ki kalıcı konutlar biran evvel yapılır ve hak sahiplerine teslim edilir. Zira binlerce vatandaşımız ülkenin farklı kentlerinde misafir ediliyor ve yeniden memleketlerine dönecekleri günü bekliyor.
“ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GELECEĞİMİZ”
Ülke tarihimizin en büyük felaketi olarak kayıtlara geçen depremlerin ardından sıra yaraları sarmaya geldi. Yetişkin bireyler evlerini, işyerlerini, sevdiklerini kaybetmenin verdiği acıyla baş etmeye çalışıyor. Bölgede yaşayan çocuklarımız da en az büyükleri kadar yaşanan her şeyin farkında ve sanki büyümüşler de küçülmüşler misali endişeli ve kaygılılar gelecek günlerden. Depremin yaşandığı 11 ilimizde sivil toplum kuruluşları ve devletin kuruluşları çocuklarımızın moralini bir nebze olsun düzeltmek üzere etkinlikler düzenliyor. Kurulan çadırlarda çocuklara el işi, resim, boyama, oyuncaklarla oynama imkanı sağlanıyor. Oyun bahçelerinde kaydıraklarda, tahterevanlarda eğleniyor çocuklarımız. Geçtiğimiz Antakya’dan yayın yapan bir televizyon kanalının sunucusu hepimizi derinden sarsan bir ropörtaja imza attı. Etkinlik alanında oyuncaklarla oynayan çocuklarla sohbet etmeye başladı. Çocuklarımız oyuncaklarla oynarken yüzlerinde gülücükler ve neşe saçılıyordu. Ancak küçük bir kız çocuğumuza uzatılan mikrofona öyle bir şeyler söyledi ki izleyenlerin yüreklerini dağladı.
“Burada oyuncaklarla oynuyoruz, kaydıraklardan kayıyoruz, resimler yapıyoruz, boyama kitaplarını boyuyoruz ve çok eğleniyoruz. Ama; benim ağabeyim, ablam, kardeşim, dayım, arkadaşlarım öldü depremde onları asla unutamıyoruz. Oyuncaklarla oynasak da aklımızda ve düşüncelerimizde kaybettiklerimiz var” dedi. Evet bu kelimeleri sarf eden henüz olsa olsa 7 ya da 9 yaşlarında bir kız çocuğuydu. Anlattıkları yüreklerimizi dağladı, boğazlarımız düğümlendi. O küçücük yaşında ne kadar çok fazla etrafıyla ilgili ve bilgi değil mi?
Allah depremzede vatandaşlarımızın yar ve yardımcısı olsun. Milletçe yaraları sarabiliriz, yeni evlere sahip olacaklar, yeni işyerlerinde yeniden üretecekler, tarlalarını yeniden ekecekler ama yaşadıklarını unutmaları asla mümkün olmayacak. Tüm depremzede kardeşlerimizin başı sağ olsun, Allah sabırlar ihsan eylesin.