Belediyenin havuzlu parkı vardı,şimdiki turistik parkın olduğu yerde. Oval havuzun ortasında 'Çocuklarına sarılmış anne' figürlü heykel, yosunlu suyunda da kırmızı balıklar oynaşırdı. Park'ın köşesinde,şimdi salıncakların yerinde basamaklı,kırmızı mozaikli,Bandonun pisti vardı.
Her cumartesi öğleden sonra, bu efsunlu oylumda Bando konser verirdi.Daha ilkokul'a gitmiyordum sanırım, ayağımda lastik çizmeler, tulum pantolonumla, mahalleden Ruksan, Güler, Hülya ve,Levent'le tahta kanepelere yayıldığımı hatırlıyorum. Karşımızda kadın heykelli balıklı havuz, mıcır taşlı kenarında koşuştururduk.Müziğin başlamasıyla minik yüreğimize bir sevinç çöreklenir, çocukluk heyecanımızla kendimizden geçerdik.
Obua'nın ve davulun tok sesi Çamlarda oynaşan kumruları ürkütürdü. Güneş, tek katlı evlerin çatılarını terk ederken, geçen zamanın kızıllığı havuzun suyuna vuruyordu o an. Birden! kulağıma bir el yapıştı,sıkıca. Sanki çalgılar susmuş, bütün korkular göz pınarlarımda. Geriye döndüğümde sarı zambakların arasında, Hümeyra Coşkun, Aytaç ve Firdevs abla.Sizi gidi kaçaklar! diye eve götürdüler.
Akşam ezanı okunuyordu, ağlamaklı adımlarım yolu yarılarken. Anam çok aramış sokak başlarını, arsaları, sonunda toplu kaçışımıza seferber olmuş komşular.
Babam, O akşam beni bahçedeki Frenk elması ağacına bağladı, bir daha gitmeyeyim diye, sonra annem çözdü. Bu firar hiç dinmedi ,duvardan atlarcasına. Rahmetli Başvekil Adnan Menderes 21 Ekim 1956 'da Aydın'a geldiğinde annem, karşılamaya götürdü. Beni kucakladığında biryantin saçlı, koyu gözlüklü, siyah 1952 Chavrolet'in içinde el sallayanı görebiliyordum,ama aklım konvoyun önünde giden havuzlu parkın kuğuları, Bando'daydı. Beyazlara dadanan bu kelebeklerin ekseriyeti dışarıdan gelen müzisyenlerdi. Aydın Palas otelinde kalırlardı.
ilk kurulduğunda 9 kişiile sahne alan bu kelebekler ilerleyen yıllarda bir Şef ve Şef muavini’nin yanında 19 kişilik kadro ulaşmış. Uzun araştırmalarım sonunda bu güzel Müzisyenlerin isimlerini buldum,belleklerde kaldığı kadarı ile şöyle sıralanmış.
Bahri Batı ege, Hasan Yıldırım ve Hüseyin Can (Heykeltıraş) şefliğinde, Galip Keltek(Flüt), Sabri(Tireli) Klarnet, Bursalı Mehmet Kavas(Klarnet), Mehmet Ali Atalay(Klarnet). Kadayıfçı (Tatar)Haydar (Trampet), Sandıkçı Ahmet(Alto).Karslı Mevlit(Tenor), Hüseyin Çotan (Klarnet), Halim Veriş (Trampet), Sezai Artur(Davul), Mustafa Alaçiçek(Zil, Davul), Bursalı İsmail (Trompet), Fahri Güzel(Trompet), Cezmi Güzel(Trompet), Ayhan Babayiğit(Trombon), Ayakkabıcı Necmi (Trompet) ve Yalçın Yıldırım (Trombon) --Babamın dükkanı da 0telin karşısındaydı. Okul çıkışında dükkana uğradığımda, Otel'in ikinci katından Bursa'lı Mehmet Kavas Kılarnetini konuştururdu. Yıllar sonra Belediye, ödenek yokluğundan Bando takımını l963'de lağvetmiş. Bando Şefi Bahri Batıege de ( Arap Bahri) 20 Aralık l962 de İzmir Belediyesi Şehir Bandosu şefliğine atanmış. Yıllar sonra TRT de karşılaştık,Kontrbas çalıyordu.
Belediyenin bodrum katında kaderine terk edilen bando takımının elbiseleri, müzik aletleri 1968 yılında satışa çıkarılmış, İstanbul'lu bir alıcıya,pahalı gelmiş. Söke Belediyesi de talip olmuş bir ara, sonradan 13 kat elbise şapkaları ile beraber Bit pazarında bir elbiseciye satılmış.
Bas Altolar, saksafon tenor, ve Trompet'lerin tamire muhtaç oluşu satışını engellemiş. Park kaçamağımızın yediveren heyecanı, altın gibi parlayan Trombon'un kadife sesi,hala göğüs kafesimde çınlıyor şimdi.
Evet, Aydın Belediyesinin Bando takım vardı. Sünnetimizde 'İzmir Marşı' çalan, Bayrak merasimi için Hükümet bulvarında süzülenen. Müzik zevkini aşılayıp, gül sularına karışan Müzisyelere rahmet diliyorum.