Türkiye’nin seksen bir ilinde en az bir ya da daha fazla olmak üzere üniversiteler var. Gençler sınavlara girerek kazandıkları üniversitelerin fakültelerinde yıllarca dirsek çürüterek, ailelerinde uzakta kalarak okullarını bitiriyor. Ancak asıl sınav o zaman başlıyor. Okudukları ve mezun oldukları bölümlerin semeresi olması gereken mesleklere başlayamıyorlar. Nedeni ise kamu da ya da özel sektörde yeterince istihdam ortamının olmaması. Aileler bu durumu bilseler de evlatlarının okumasını istiyor kimileri de ‘’ okutsan bir türlü okutmasan bir türlü’’ diyerek çaresizliklerini dile getiriyor. Okumak, kültürümüzü geliştirmek adına tabii ki şart. Ancak asıl hedef iyi bir mesleğe sahip olabilmek ve vatana millete faydalı biri olabilmek.

***

Üniversitelerimizin kaliteli eğitim verdiği bir gerçek, kariyerlerinde oldukça başarılı öğretim görevlilerimiz sayesinde gençlerimiz başarılı bir eğitim sürecinden geçiyor. Öyle ki dünyanın farklı ülkelerinden gelen yabancı öğrenciler bile ülkemizin kaliteli üniversitelerinde eğitim görüyorlar.

Bizi ilgilendiren tarafı kendi gençlerimizin meslek sahibi olmaları. Ülkemizin genç nüfusa sahip olması da iş bulma konusunda dezavantaj oluşturuyor. Kamusal alanda ve özel sektörde iş sahibi olanlar kendilerini şanslı görüyor. Ama ya iş bulamayanlar? İşte sorun bu zaten iş sahibi olamamak…

Binlerce üniversite mezunu okulunu bitirdiğine bile sevinemiyor. Çünkü iş güç sahibi olmak zaman ve sabır gerektiriyor. Şanslı olanlar ya da bir şekilde yolunu bulanlar kamuda iş imkânına kavuşuyor. Diğerleriyse özel sektörde nafaka arama derdine düşüyor orada da iş bulanlar kendilerini şanslı sayıyor. Yaşları ilerledikçe anne baba eline bakmakta zor hale geliyor, harçlık almak gurularını kırıyor. Çünkü umutlarla okuyup mezun oldukları üniversiteden sonra meslek sahibi olamamak çok ağır geliyor. Bir de çevre baskısı var, o daha kötü. Sürekli birileri tarafından soru yağmuruna tutulmak psikolojiyi de allak bullak ediyor.

***

Evet genç üniversite mezunları iş bulamıyor, bu durum psikolojik olarak ta kendilerine olan güvenin yok olmasına neden oluyor. Bazıları baba mesleğine yöneliyor, bazıları seyyar satıcılık yapıyor, bazıları yevmiyeli günlük işler buluyor, maalesef okulunu okudukları meslekleri yapamamanın üzüntüsünü yaşıyor. Her ilde bir üniversite açmak, herkesin meslek sahibi olacağı anlamına gelmiyor. Bunun yerine ülkede istihdamı artıracak projelerin çoğalarak artması ve gençlerin yeteneklerini gösterebileceği iş sahalarının açılması şart. Yoksa işsizler ordusu çığ gibi büyümeye devam edecek ve bu toplumumuzu derinde etkileyecek.