Önce “çöl” nedir sorusunun cevabını verelim.

“Çöl, “yüksek günlük sıcaklık farkları, yıl içinde ve yıllar arasında büyük değişkenlik gösteren çok düşük yağış tutarları (yıllık ortalama yağış tutarı 250 mm’nin altında) ve zayıf bitki örtüsüyle tanımlanan, çok kurak arazi ya da biyom” şeklinde tanımlanabilir.”

“Çölleşme” ise iklimsel değişimleri ve insan etkinliklerini de içeren, fiziksel, biyolojik, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik etmenler arasındaki karmaşık etkileşimlerin, kurak, yarı kurak ve kuru-yarı nemli alanlarda oluşturduğu arazi bozulumu” olarak tanımlanmıştır.”

Ülkemiz- çölleşme ilişkisi nasıl tanımlanmaktadır?

“Balkanları ve Orta Doğu Bölgesini içeren Doğu Akdeniz Havzası) gözlenen iklim değişikliği ve değişkenliğine ilişkin çalışmalar ile küresel ve bölgesel iklim modellerinin benzeştirmeleri ve kestirimleri, Türkiye’de önemli iklimsel değişimlerin olduğunu ve Akdeniz havzasındaki birçok ülke ile birlikte gelecekte Türkiye’nin de iklim değişikliğinden olumsuz etkileneceğini göstermektedir.”

Kanada Đklim Modelleme ve Analiz Merkezinin yaptığı çalışmada Akdeniz Havzası’nın gelecek sıcaklık ve yağış değişimlerinin doğası ve büyüklüğü incelendi. Akdeniz ve Karadeniz havzalarında ve Türkiye’de daha belirgin olmak üzere, toplam yağış tutarlarında 0.5-2 mm/gün düzeylerinde azalışların olması beklenir İlkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde, genel olarak yağış tutarlarında bir azalış olması beklenmekle birlikte, özellikle Türkiye ve kuzey Akdeniz bölgelerinde (güney Avrupa)’da 1.75 mm/gün’e ulaşan düşüşler öngörülmektedir.”

“Yıllık ve mevsimlik yağışlar açısından ciddi bir yıllık ve mevsimlik su açığı ve rasgelelik (yağış rejimi düzensiz) egemendir. Diğer bölgelerde ise görece daha az olmakla birlikte, değişkenlikte artış görülür. Bu sonuçlardan, bu bölgelerde şiddetli kuraklık olaylarının sıklığında gelecekte bir artış olacağı çıkarılabilir.”

Bu sonuçlara göre ve diğer araştırmaların ışığında ülkemizin Güneydoğu Anadolu,İç Anadolu ve İç Ege Bölgelerinde uzun dönem içinde “çölleşme” nin başlaması sürpriz olmayacaktır.

İçinde bulunduğumuz Aydın İli ve kıyı Ege havzaları ise 3. Derecede çölleşmeye maruz kalabilecektir.

Çözüm:” Türkiye’de Çölleşme ile savaşımı ve kuraklık olaylarının etkilerini azaltmayı hedefleyen etkin, işlevsel ve çok disiplinli/çok sektörlü bir 'Ulusal Eylem Programı’nın aynı zamanda çağdaş bir Kuraklık Yönetim Planı’nı da içermesi gerekir. Böyle bir Kuraklık Yönetim Planı’nın en önemli öğelerinden olan kuraklık (afet) analizi ve izlemede çok yaygın olarak kullanılan kuraklık indislerinin çoğu, sektör ve sistem temelli olduğu için, kuraklığı çözümlemek, nitelendirmek ve izlemek için, çok değişkenli ve çok amaçlı indisler kullanılmalıdır. Ayrıca, kuraklık indislerinin taşıdığı ve açıkladığı bilgiler, kuraklık olaylarının çeşitli sistemler ve sektörler üzerinde gözlenen etkileri, kuraklık risk düzeyleri, çeşitli coğrafi alan birimleri ve ürün çeşitlerinin kuraklıktan etkilenebilirlik düzeylerine ilişkin çeşitli bilgilerle sınanmalıdır.”

Kaynak :Murat Türkeş, Türkiye’de Gözlenen ve Öngörülen Đklim Değişikliği, Kuraklık ve Çölleşme