Her millet ve devlet ülkesi ile beraber milletinin güzelliği ve refahını arzu eder.Bunun için de sürdürülebilir kalkınma planlarının yapılması ve hedeflerinin doğru tespit edilmesi gerekir.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada sosyal, ekonomik, sağlık ve çevre ile ilgili unsurlar arasındaki ilişkilerin karşılıklı olduğu ve birbirlerini etkiledikleri bilinmektedir (Price C., Dube P., 1). 
Bu etkiler dikkate alınarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada geliştirilecek olan stratejilerin bu doğrultuda geliştirilmesi gerekmektedir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada izlenmesi gereken stratejilerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Bu stratejinin ana unsurları ise;
Çevreyi koruma ve iyileştirme, 
Sağlıklı ve adil bir toplum oluşturma, 
 Sürdürülebilir ve rekabetçi bir ekonomi, 
 İyi yönlendirme, 
Global sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunma şeklinde başlıklandırılabilir.
“Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için çevre, toplum ve ekonomi bileşenlerini bütünleşik bir yaklaşımla tüm sektörlere yansıtan politikaların uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.
Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli ayaklarından birisi de tarımın korunması, geliştirilmesi ve desteklenmesidir.
Tarımsal üretim bugünün gelişmiş ekonomilerinin ulaştığı refah seviyesinde önemli rol oynamıştır.
 Ekonomik kalkınma süreci incelendiğinde, tarımdan elde edilen gelirin önce ticarete sonra sanayiye yöneldiği ve bu sermayenin sanayileşmeye kaynak sağladığı görülmektedir. “
Ancak ülkemizde diğer sektörler ile tarım arasında güç dengelerinin çok farklı olduğu bir rekabet hükm sürmektedir. Bu rekabetten tarım sektörü hep yenilgi ile çıkmaktadır. Bunun en açık göstergesi tarım sektörünün GSMH 'den aldığı payın yıllar itibari ile sürekli düşmesi ve tarımın en değerli varlığı olan tarım arazilerinin kaybedilmesidir.
“Türkiye sahip olduğu coğrafi yapısı ekolojik koşulları sayesinde, ürün çeşitliliği ve miktarı yönünden tarımsal üretimde büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin akılcı, etkin planlı kullanılmasıyla ülkemiz, uluslararası kamuoyunda sıkça tartışılan sürdürülebilir kalkınma söylemleriyle uyumlu biçimde büyüme sağlayacak ve tarımsal üretim tekniklerindeki gelişmelerle uluslararası rekabette hak ettiği yeri alacaktır (Karaca, 2013).

Kaynak: Zuhal Karakayacı, Ziraat Mühendisliği.