Aydın Valiliğinin tarımsal sulamalarla ilgili genelgesi ve su planlaması kararları üretici kesim başta olmak üzere kamuoyunda tepki yarattı.

Gerçekte ise bu kararların bugün alınacağı yarınlarda ise daha da ileri su kısıtının daha fazla olacağı hakkında karalar alınacaktır.Çünkü bu kuraklık dönemi üç-beş yıllık bir süreci değil-en kötü senaryolara göre - neredeyse yarım yüzyılı kapsayacaktır.

Ülkemizin belli bir bölgesinde değil çok geniş bir coğrafyasında yaşanacaktır.

Bu konuda yapılan “Tahıl Kuraklığı” ile ilgili bir meteorolojik araştırmada ülkemizde yaşanacak kuraklık üç ayrı sınıfta ele alınmış;

Kuraklığın en yoğun yaşanacağı iller, Konya, Mersin, Afyon, Karaman, Kayseri, Sivas, Kars, Erzurum, Ağrı, Mardin, Gaziantep, Kilis olarak karşımıza çıkmaktadır.

İkinci derecede kurak iller sınıfına Ankara, Adana, Osmaniye, Hatay, Isparta, Burdur, Denizli, Uşak, Kütahya, Eskişehir girmektedir.

İlimiz Ayın ise 3. Derecede kuraklık yaşayacak iller sınıfına girse de su varlığı açısından birinci ve ikinci sınıf iller arasında yer alacaktır. Çünkü Büyük Menderes’in kaynakları Uşak, Denizli ve Afyonkarahisar olup bu iller yağışsızlıktan ileri derecede etkilenecektir.

Her geçen yıl Aydın ilinde yağışlar azalırken yer üstü suları adar yer altı sularında da yoğun bir biçimde rezerv eksilmeleri görülecektir.

Isının artması ve yağışların azalması ile Türkiye bitki örtüsü büyük oranda tahrip olacaktır.

“Türkiye’nin coğrafik yapısının farklılığı yüksek endemizm ve genetik çeşitliliği sağlamaktadır. Türkiye, Akdeniz ve Yakın Doğu olmak üzere iki önemli gen merkezinin kesiştiği noktada yer almaktadır. Bu iki bölge tahılların ve bahçe bitkilerinin ortaya çıkışında çok önemli bir role sahiptir.

Yerel ve ithal soyların kullanımıyla geliştirilen ve kaydedilmiş olan tahıl çeşidi 256 olup, bunun 95’i buğday, 91 ’i mısır, 22’si arpa, 19’u pirinç, 16 ’sı süpürge dansı, 11 ’i yulaf ve 2’si de çavdar çeşididir.

Türkiye florası, kültürü yapılmış önemli tarımsal bitki türlerinin yabani akrabalarını ve bu türlerle ilgili genetik çeşitliliği kapsar (örneğin buğday, nohut, mercimek, elma, armut, kayısı, kestane ve Antep fıstığı’m bu türler arasında sayabiliriz). Bahçe bitkilerinin ise, üretilmekte olan yaklaşık 50 cins ve yetiştirilip dağıtımı yapılan 100 kadar tür yanında diğer kaynaklardan gelenlerle beraber 200’ü bulduğu düşünülmektedir. Bu çeşitlilik meyve türlerinde de belirgin olup 138 civarında olduğu tahmin edilen meyve türlerinin 8 ()’i Türkiye’de yetiştirilmekte, tropikal ve sup-tropikal meyvelerin girmesiyle bu sayı artmaktadır.

Türkiye karmaşık iklim yapısı içinde, özellikle küresel ısınmaya bağlı olarak görülebilecek bir iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden biridir. Oluşacak sıcaklık artışından daha çok çölleşme tehdidi altındaki kurak ve yarı kurak bölgelerle yeterli suya sahip olmayan yarı nemli bölgeler olan Güneydoğu, İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgeleri daha fazla etkilenecektir.

Çölleşme tehlikesi bulunan İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgeleri gibi yarı kurak ve yarı nemli bölgelerinde tarım, ormancılık ve su kaynakları açısından olumsuz etkilere yol açabileceği uyarıları yapılmaktadır. Aydın ili de bu çerçevede değerlendirilmelidir.