Bazı kesimler tarafından küresel ısınma en kötü senaryolar olarak ilgililerin bilgilerine sunulurken ,özellikle ve başta ABD, Çin ve Hindistan gibi sera gazı üretiminde ilk üç sırayı alan ülkeler ve devletleri konuya ilgisiz ve olası gerçek tehlikeleri reddeden bir pozisyonda olup bu reddiyelerinde ulusal çıkarlarını için ilgisiz kalmaktadırlar; uluslararası anlaşmaları imzalamamak veya abu anlaşmalardan ayrılma yollarını seçmektedirler.

Diğer yandan dünyamızın devamlılığı için kaygılanan kesimler ise iklimle ilgili projeler üreterek genel bir duyarlılık yaratma peşindeler.

Bu kesim bilimsel çerçevede projeler üretme peşindedir.

Bilimsel iklim projeleri çerçevesi daha çok tarım sektörü konusunda kendisini göstermektedir. Çünkü tarım insanlığın en zaruri ihtiyaçlarından birisi olan gıda üretimini sağlayan sektördür. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ise öncelikle gıda üretimi üzerinde olumsuz bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

Bilim adamları, iklim projelerini hazırlarken öncelikle verilerden hareket etmektedirler. Bu veriler genellikle;

· Risk ölçümleri,

· Çiftçi sayıları,

· Tarım alanları miktarları,

· Ürün verileri üzerinden hareket edilerek ortaya çıkmaktadır.

Bu alanlarda sağlıklı ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için;

1- Tarımla ilişki düzeyi: Sektör temsili,

2- Veri Kullanılabilirliği: Tam veri,

3- Ölçülebilirlik: Alan-çiftçi-ürün ve değer,

4- Homojenlik: Verilerin aynı yıl içinde alınmış olması gibi bilimsel kıstaslara uyulması gerekmektedir.

Artık başta devlet olmak üzere ilgili ve görevli tüm kesimler zaman kaybetmeden kuraklıkla ilgili planlarını yapmalı, projelerini hayata geçirmelidirler. Yoksa ne mi olur?

Tüm tarım alanlarında verim düşüklüğü,

Hizmet zayıflaması,

Gıda güvencesi tehlikesi,

Yoksulluk,

Gıda ve tarımsal girdi enflasyonu,

Her türlü hastalıkta artış.