Son dönemlerde sokak hayvanlarının çoğalması ve bazı yerlerde ölümle sonuçlanan acı saldırılar gündemden düşmüyor. Durum böyle olunca sokakta yaşayan hayvanların toplanması gündeme sık sık gelirken, soruna çözüm olarak sunulan yasa tasarısı bir çok kesimden tepki çekti. 

Ülkedeki bir çok hayvanseverin hem fikir olduğu çözüm metodu ise ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ oldu. 

Asıl mesele hastalıklı veya saldırganlığı tespit edilen köpeklerin uyutulması değil. Bütün sokak köpeklerinin ve yasada geçen ‘hayvanların’ ifadesi işin içine kedilerin girmesini de beraberinde getirdi. Bu durumda da hayvanseverlerin haklı isyanı günlerdir kulaklarda çınlıyor. 

Çoğu hayvansever, hükümetin yalnızca saldırgan ve kuduz riski taşıyan sokak hayvanlarına ötenazi yapılacağı yönündeki telkinlerine rağmen uygulamada bunun istismar edileceğini düşünüyor.

Sahipsiz tüm köpeklerin uyutulması, diğer bir söylemle iğne ile öldürülmesini içeren yasa geçen hafta TBMM’ye sunuldu. Görüşülmeye başlanan yasa teklifi Çarşamba günü gergin başladı. Yaklaşık 18 saat süren görüşmelerin sonunda ilk 3 maddenin kabul edildiği ve diğer maddelerin ise 22 Temmuz’da görüşüleceğini öğrendik. Toplantının neredeyse hiç ara verilmeden 18 saat sürmesi de muhalefet partilerinin tepkilerine neden oldu. 

Diğer bir yandan yasaya tepkilerini gösteren vekillerin bir cümlesi dikkatimi çekti. “Sokağa terk edilen çocukları kastederek, “Bu Meclis’te annesi, babası yok diye çocukların öldürülmesi için teklif verilebilir mi? Hayvanlar da bizim can dostumuz. Elinizi kana bulamayın…”

Hayvanseverlerin bu yasayı kabul etmesi elbette mümkün değil. Herkes gibi benim de düşüncem elbette hayatımıza mâl olacak kadar zarar verecek olan köpekleri veya sağlığımıza zarar verecek olan köpekleri toplayıp, aşılayıp iyileştirmeye çalışmak en mantıklısı. Neden sağlıklı hayvanlar cezalandırılıyor? Eğer iyileşemeyecek durumda olan hayvan varsa sadece onların uyutulması gerekmez mi? 

Anlam veremediğim diğer bir konu ise sokak köpeklerinin bu kadar çoğalmasının sebebi gerekli yerlerin toplayıp kısırlaştırmaması değil mi zaten?

Barınakların zaten yetersiz durumda olduğunu biliyoruz, hayvan sayısı azken barınakları yeterince geliştiremediysek bunca hayvanı nereye toplayacaklar?

Yasal düzenlemede bahsi geçen uyutmanın çerçevesi sınırlandırılmış olsa da hayvanseverler, düzenlemede yer alan maddeler bahane edilerek sokak hayvanlarına yönelik toplu katliam yapılma ihtimalinden endişeli.

Ötenazi dayatmasına direnmeliyiz, can dostlarımıza sahip çıkmalıyız. Bizim yaratamadığımız hiçbir canlının hayatını bitirmeye hakkımız yok…