Herkes az veya çok burçlarla ilgilenir. Bazıları çok önemsemez ama bazıları hayatlarını burçlara göre şekillendiriyor. Bunun sakıncalı olup olmadığı merak konusu. 

Dinimizde burçlar, astronomi ilminin konusunu ele alacak derecede vardır. Astronomi, gök bilimi ya da gök cisimlerinin kökenlerini, evrimlerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini açıklamaya çalışan doğa bilimi dalıdır. Ancak konu astroloji denilen, gök bilgilerini fal alanına yönelterek kullanılırsa bu islamiyete ters düşmektir.

Her ne kadar insanlar astrolojiye, yıldız fallarıyla ilgilenen bu alana bilim süsü vermeye çalışsa da bunun gerçek bilimle alakası olmadığı, yıldız veya galaksi hareketlerine göre insanlara muhtelif karakter analizi yapmaları sadece tercih edilen bir daldır. Eskiler bu yorum dalına ‘müneccimlik’ adı veriyorlardı.

İslam özünü teşkil eden tevhid inancı, geleceğin mutlak gayb olduğunu ve Allah’tan başka kimsenin gaybı bilemeyeceğini savunur. 
***
Kur’an-ı Kerim’de burçlarla ilgili birkaç ifade vardır.
"Andolsun biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik." (Hıcr, 15/16),
"Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir." (Furkan, 25/61),
"Burçlarla dolu göğe andolsun." (Buruc, 85/1)

Cenab-ı Hakk’ın buyurduğu gibi burçlar insanlara hizmet etmek için, gökyüzüne yerleştirilen gök cisimlerdir. Bunlara göre burçları yaratıcı kabul etmek asla mümkün değildir. Zaten dini açıdan inancı tam olan kimseler burçları asla böyle kabul edemez. Kur’an da yeri var mı? Evet var ama sadece bu açıdan bakılırsa şahsımıza bir zararı olmaz.

Kur’an-ı Kerim’de geçen burç ifadesiyle falcıların fal bakmak için kullandıkları burç ifadeleri çok farklıdır. Dinimiz kehanet, medyumluk ve falcılık gibi her türlü gaipten ve gelecekten haber verme anlamında kullanılan astroloji anlayışını reddeder. Gaipten veya gelecekten haber veren kimselerin sözlerine itibar edilmesini de yasaklar. 

İman bütünlüğü bir insan da tam ise zaten asla fallara inanmaz. ‘Fala inanma falsız da kalma’ sözü sadece kendimizi kandırmaktır. 

İspattan, delillerden ve pozitiflikten uzak olan bu söylemler ve yorumlamaları İslamiyet’in onaylamasını beklemekte doğru değildir. Yıllardır binlerce insanın bu gibi şeylerle uğraşıyor olması sadece ve sadece duygu sömürgeciliğidir. Tevhid inancı böyle fiillere yer vermiyor…