İyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yıl sonuna geldiğimiz bu dönemlerde işçinin de işverenin de gündeminde olan sorulardan biri asgari ücret tutarı.
İşçi sayısı yüksek olan, büyük şirketler çalıştıran ve bir çok insana ekmek kapısı olan işverenlerin odak noktası olan asgari ücret beraberinde neler getirecek?
Geçtiğimiz dönemde 1 yılda 2 defa zam yapılarak enflasyonu rahatlatmaya çalıştılar ama nafile. 2024 yılı için de “enflasyonu sabit tutacağız, ara zam yok” denmişti.
Ocak ayı ve Aralık ayı arasındaki fiyatlara baktığımızda arada yine uçurumlar var.
Örneğin, Ocak 2024’te 1 kilo kaşar peynirinin fiyatı 179 lirayken şuan ki fiyatı 220 lira olarak görünüyor.
Asgari ücret tespit komisyonu Salı günü itibariyle toplanmaya başladı. Hem işsizliği azaltmak adına hem de iki tarafı memnun edebilmek adına adımlar atılacağını söylediler. İlk önceliklerinin enflasyonla mücadele olduğunu, sadece ekonomik istikrarı değil tüm kesimi rahatlatacak refahı yapmak istediklerini vurguladılar.
Zam oranları asgari ücrete bağlı olarak sürekli değişim gösteriyor, yıl bitmeden onlarca zam haberi geliyor. Bir diğerine yetişmeye çalışırken diğerine...
İnsanlar bir zaman sonra isyan etmeye başlıyorlar. Aslında asgari ücret zammına sevinmek çok da doğru olmuyor, yılbaşı itibariyle her şeye zam geleceğini düşünürsek…
Geçtiğimiz sene içinde sıkça şahit olduğumuz kira zamlarında da durum yılda 1 kere yapılırken ara zam olayından sonra ev sahipleri de acımasızca kiralara yılda 2 kere zam yapmaya başladılar. Yaşam şartlarının çok ağır olduğu bu dönemlerde iyi bir tutar belirlenmeli.
Elbette işvereni de işçiyi de göz ardı etmeden doğru ve tutarlı kararlar alınmalı. Tutarlar elle tutulur düzeyde olursa en azından işverenlere devletin desteği artmalı. 20 bin lira gibi bir tutar çıkarsa işverenlere destek 2 bin 3 bin lira olarak açıklanırsa bu ‘halkla dalga geçmek’ olur…
Asgari tutarlar hakkındaki görüşler aşağı yukarı 30 bin lira civarında. İşverenlerin kesin bir görüşü olmamakla birlikte devletin sağlayacağı 10 bin lira destekle elbette kabul edilebilir bir tutar olurdu. Devletin payı asgari ücret tutarını belirlemede büyük önem arz ediyor.
Aslında vatandaşın beklentisi sadece ‘iyi bir yaşam, yarını düşünmemek ve çocuklarının geleceğinden endişelenmemek…’
Hali hazırda karar vericilerin hiç biri bu belirledikleri ücretlerle yaşamıyorlar. Belki de 5 kişinin aldığı ücreti 1 kişi alıyor.
Hem işçinin hem de işverenin yararına bir tutar belirlenirse tabii buna da enflasyonu tek düze tutmak eklenirse belki yaşam kalitesi yoluna girebilir. İzleyelim, görelim…