Ülkemizde yaşanan ve yıkım gücü ve etkilediği alan ile asrın felaketi olarak kabul edilen Kahramanmaraş merkezli iki depremin yaralarını sarma çabamız hız kesmeden devam ediyor. Hem yerli hem de yabancı bilim insanları tarafından şaşkınlıkla karşılanan böyle bir depremimin başka bir örneği literatürlerde bile kayıtlı değil... Hatay'da yaşanan yıkıma bakıldığındaysa o bölgede en son böyle bir depremin 500 yıl kadar önce yaşandığı ifade ediliyor. Uzaydan bile fay kırığının yeryüzündeki etkileri görülebiliyor. Öte yandan eksik malzemeye dayalı olarak yerle bir olan binaların yanı sıra güçlü malzemelerle yapılan binaların bile yıkılması yer yüzeyine yakın alanda gerçekleşen deprem yüzünden zemin sıvılaşması olayından gerçekleştiği söyleniyor. Yani bölgenin neredeyse tamamına yakını halk arasında tarla toprağı diye adlandırılan alüvyonlu gevşek zemin üzerine kentlerin inşa edilmesinden kaynaklanıyor bu kadar büyük yıkımın sebebi...
Oysa geçmişte Anadolu topraklarında yaşamış olan insanlar kentlerini dağ yamaçlarına kayalık zeminin olduğu bölgelere evlerini yurtlarını kurmuş. Aydın'da aklıma ilk gelen yerler Nysa, Afrodisyas, Tralleis, Alabanda, İzmir-Selçuk'ta yer alan Efes ve daha nice antik kentlerin hepsi zeminleri güçlü olan bölgelere inşa edilmiş olması tesadüf değildir herhalde. Ayrıca bu kentlerin bazılarında binlerce yıldır meydana gelen depremlerde bile halen ayakta duran kaideler, sütunlar, amfi tiyatrolar, sarnıçlar, köprüler ve daha nice yapılar zarar görmeden günümüze kadar gelmiştir.
Şimdi bu yerle bir olan kentlerimizde yeniden yapılaşmaya geçilecek. Depremlerde evini kaybeden herkese devlet yeni evler inşa edecek. Bilim insanlarının tavsiyeleri dikkate alınırsa yeniden kurulacak bu kentler şimdiki yerlerinden taşınması gerekecek daha güçlü zeminler üzerine inşa edilecek. Coğrafi uygunluğa göre yeni kentler dağ eteklerine veya tamda dağların üzerine kurulacak. Böylece ileride yaşanması olası depremlerde can ve mal kaybında büyük bir azalma sağlanmış olacak. Eski medeniyetleri örnek almalı ve deprem gibi yıkıcı doğa olaylarına karşı sağlam binalarla hazırlıklı olmalıyız.