Bilindiği gibi Türklerin İslamiyeti kabul etmesi ile birlikte Arap alfabesi kullanılmaya başlanmıştı. Ancak Arap alfabesi Türkçeye tam bir uyum sağlayamıyordu. Bu alfabe ile Türk dilindeki ahengi sağlamak çok zor oluyordu. Aynı şekilde bu alfabedeki belli belirsiz işaretler okuryazar oranının düşük olmasına sebep oluyordu.

Tüm bunların farkında olan Atatürk’ün de büyük girişimleri ile 1 Kasım 1928 tarihinde Arap alfabesi yerine, bugün kullandığımız Latin alfabesi getirildi. Böylece hem dünya genelindeki ülkelere ayak uydurulmuş oldu hem de okuryazar sayısının kısa sürede artması sağlanmış oldu. Milletin bu alfabeyi hızlı öğrenmesi için büyük seferberlikler başladı. Ülkenin her bir köşesinde millet mektepleri açılarak yeni alfabe yaşlı-genç, kadın-erkek herkese öğretilmiş oldu.

Arap alfabesinin kaldırılarak yerine Latin harflerinin getirildiği 1 Kasım-7 Kasımı kapsayan hafta da Türk Harf Devrimi Haftası olarak kabul edildi. Her sene bu tarihlerde Türk Harf Devrimi ile ilgili çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Türkçe, gerçekten de Latin alfabesine çok uyumlu bir dildir. Öğrenilmesi, okunması ve yazılması çok daha kolaydır. Ayrıca bu harflerle dilimizin zenginliği daha fazla gün yüzüne çıkmış oldu.

Harf Devrimi, Türkiye'de 1 Kasım 1928 tarihinde TBMM’de, kabul edilen 1353 sayılı "Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun ile gerçekleşti. Yasa, 3 Kasım 1928 günü Resmî Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın onaylanmasıyla o güne değin kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı alfabesinin geçerliliği son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe kondu.

Arap harflerinin terk edilmesini ve yerine Latin harflerine dayalı yeni Türk alfabesinin kullanılmasını amaçlayan Harf İnkılabı, kültürel alanda önemli bir adımdır.

Atatürk tarafından; Okuma-yazmayı kolaylaştırmak, Türk milletinin eğitim ve kültür düzeyini yükseltmek, milli kültürü oluşturmak ve çağdaş uygarlığa yönelmek amacıyla yapılan harf inkılabı, başarıyla gerçekleştirilmiş ve bu amaçlara ulaşılmıştır. Atatürk, Türk Harf Devrimi'nin gerçek önderi ve mimarıdır. Halkın yeni alfabeyi öğrenebilmesi için Millet Mektepleri açılmıştır. Harf Devrimi sayesinde Türk dilinin gelişmesine imkân sağlanmıştır. Türk alfabesinin Latin alfabelerden oluşması yabancı dil öğrenimini kolaylaştırmıştır. Okuma yazma oranı artmıştır.

ATATÜRK İLK ALFABEYİ NEREDE TANITTI?

Tekirdağ, Gazi Mustafa Kemal'in tümen komutanı olarak görev yaptığı ilk kasabaydı. 23 Ağustos 1928 tarihinde ise halka ilk kez öğretmen olarak yeni Türk harflerini tanıtacağı şehir unvanını kazanmıştır.

Yönünü çağdaş uygarlığa çeviren genç cumhuriyetin amaçladığı devrimlerin yaşama biçimi olması için ilk engellerden biri yazıdır. Kaldı ki cumhuriyet öncesi yazı ve dil, Osmanlı aydınlarınca da yoğun tartışmalara yol açmıştır. Mustafa Kemal'in yazının değiştirilmesine ilişkin düşüncesi yeni değildir, bu düşünceyi çevresiyle tartışarak geliştirmiş, o güne değin yapılan çalışmalar da göz önüne alınarak bir kurul oluşturulmuş, bu kurula "Alfabe Komisyonu" denmiş, bu adın yanına bir de "Dil Encümeni" eklenmiştir. Bu kurulda dokuz üye bulunuyordu. Ragıp Hulusi Özden, İbrahim Grantay, Ahmet Cevat Emre, Emin Erişirgil, İhsan Sungu, Avni Başman, Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, Yakup Kadri Karaosmanloğlu'ndan oluşan kurul çalışmalarını kısa zamanda tamamladı.

Harf Devrimi beş, altı aya sığdırılmış bir devrimdi. Bu açıdan aslında son derece başarılı bir devrim olarak addetmek gerekiyordu. Kimi çevrelerde harf devriminin kültürel kopukluğa neden olduğu, bireyin geçmişle bağının koparıldığı ve böylece bir boşluk yaratıldığı ileri

sürüldü. Türkiye’de o sıralarda okur yazarlık yüzde 5 ila 7 arasındaydı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’de insan büyük ölçüde zamandan arındırılmıştı. Süreklilikten, zaman derinliğinden söz etmek güçtü. Okur yazar olmayan kişinin geçmişle bağı da son derece sınırlıydı. Yazılı kültür açısında bakıldığında 1924’e kadar eski Türkçe çıkmış kitap sayısı 30 bin civarındaydı. Müteferrika baskılarından, yani 1729 ‘la 1929 arasında iki yüzyıllık bir süre içerisinde 30 bin civarında kitap basılmıştı. Bu okuryazar toplumlar açısından çok düşük bir sayıydı.

Yasa, bir iki ay gibi kısa bir süre içinde yeni yazıyı kullanma zorunluluğu getirdi. Basın 1 Aralık 1928 tarihinde, devlet daireleri ise 1 Ocak 1929 tarihinde tamamen Yeni Yazıya geçtiler. Yasa 3 Kasım 1928’de Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Adı geçen yasaya göre: Madde 1- Arap harfleri yerine Lâtin esasından alınan Türk Harfleri Kabul edilmiştir.

Madde 2- Kanunun yayın tarihinden itibaren devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bütün şirket cemiyet ve hususi müesseselerde Türk harfleriyle yazılmış olan yazıların muameleye konulması mecburidir.

Madde 3- Devlet dairelerinin her birinde Türk harflerinin uygulanma tarihi 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez. Tahkik evrakı ve fezlekesi ve ilâmlar ve matbu muamelât cetvel defterleri, kayıtları ve senetleri, nüfus evlenme cüzdanları ve kayıtları, askerî kimlik ve cüzdanları 1929 Haziran başından itibaren Türk harfleri ile yazılacaktır.

Madde 4- Eski harflerle yapılan halk başvurularının kabulü 1929 Haziran’ının birinci gününe kadar yapılabilir. 1928 Aralık başından itibaren Türkçe her türlü özel veya resmî levha, tabela, ilâm ve sinema yazıları ile kezalik Türkçe özel veya resmi her türlü gazete, risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.

Madde 5- 1929 Ocak başından itibaren Türkçe basılacak kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir.

Madde 6- Resmî ve özel bütün tutanaklarda, 1930 Haziran başına kadar, eski Arap harfleri stenografi gibi kullanılabilir. Devletin bütün daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanun talimatname, defter, cetvel kayıt sicil gibi matbualar 1930 Haziran başına kadar kullanılabilir.

Madde 7- Para ve hisse senetleri ve bonolar ve çekler ve tahviller ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukukî mahiyeti haiz bütün eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe geçerlidirler.

Madde 8- Bütün bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün Türkçe muamelelerine uygulanması 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez. Bunlar ellerinde mevcut eski Arap harfleriyle basılmış matbuaları 1930 Haziran başına kadar kullanılabilirler.

Madde 9- Bütün mekteplerin öğretiminde Türk harfleri kullanılır. Eski harflerle basılmış kitaplarla öğretim yapılması yasaktır.

ÖZLÜ SÖZ: “Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”

“Harf Devrimi, büyük bir tarihi olaydır. Çünkü, sosyal, kültürel ve siyasi alanda geniş yankıları olmuştur.”

Aydın'ın Haber Portalı Yeni Kıroba Gazetesi Tüm Saygıdeğer Okurlarım; Güzel Günlere; Mutlu Yarınlara. Huzur ve Başarı sizinle olsun. Harf Devrimi sayesinde; dilimizin zenginliği daha fazla gün yüzüne çıkmış oldu. Kalın sağlıcakla, Saygı ve Sevgiyle…