Dünya Diyabet Günü’nün 14 Kasım günü kutlanmasının sebebi; Frederick Grant Banting’in doğum gününün 14 Kasım olmasıdır. Kendisi 1921 senesinde insülini bulan ve milyonlarca diyabet hastasının tedavi olabilmesini sağlayan Kanadalı bir tıp doktoru olduğu için onun anısına kutlanır. Frederick Banting; insülini keşfetmesi ile beraber 1923 senesinde Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü de kazanmıştır.
Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından bu yıl için belirlenen tema ‘DİYABET BAKIMINA ERİŞİM’dir. Uluslararası Diyabet Federasyonu bu temayı diyabet ile ilgili mevcut stratejik planları en iyi şekilde sürdürmek ve diyabet kampanyasına ilişkin planlama, geliştirme, katılım ve tanıtımı kolaylaştırmak için seçmiştir. Yani diyabetli bireylerin ihtiyaçları olan ilaçlara ve teknolojik ekipmanlara ulaşabilmeleri konusunda farkındalık yaratıp çözüm üretilmesini sağlamak temel hedeftir.
Dünya Diyabet Günü’nün Tanınmasının Tarihçesi
Dünya Diyabet Günü’nün tarihçesi 1991 senesine dayanır. Diyabetin dünyada hızla yayılmaya başlaması ile beraber Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü Dünya Diyabet Günü’nü kutlamaya başlamıştır. 2007 senesi ile beraber Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 14 Kasım günü resmi olarak Dünya Diyabet Günü olarak kabul edilmiştir. Günümüzde Türkiye de dâhil olmak üzere 160’dan fazla ülke ve bölgede Dünya Diyabet Günü tanınıyor ve diyabete farkındalık yaratmak amacı ile kutlanıyor.
Türkiye’de Dünya Diyabet Günü Kutlaması
Türkiye’de Dünya Diyabet Günü, her sene Sağlık Bakanlığı tarafından diyabet konusunda bilinçlenilmesi için çalışmalar yapılarak kutlanır. Dünyada diyabetin sembolü mavi çember olduğu için her sene 14 Kasım zamanı geldiğinde Sağlık Bakanlığı tarafından ’’Çemberin Dışında Kal’’ sloganı ile diyabete dikkat çekilir.
DİYABET 2 TÜRDE GÖRÜLMEKTEDİR
TİP I DİYABET
Sıklıkla çocukluk ve gençlik döneminde rastlanan Tip I diyabettir. Ülkemizdeki diyabet hastalarının yaklaşık % 10’u bu tip şeker hastasıdır. Tip I diyabet insülin yapımında görev alan pankreas beta hücrelerinin tahrip olması ile oluşur. Yakın akrabalarında, gebelik esnasında diyabet görülenlerde bu tip diyabet çıkma riski daha fazladır. Çok su içmek, çok sık idrara çıkmak ve vücut ağırlığında kayıp oluşması diyabet için belirti olabilmektedir. Tip I diyabet tedavisinde insülin kullanmak gerekmektedir. Çünkü insülin hormonu vücutta yeterli derecede yoktur ve dışarıdan alınması gerekmektedir.
TİP II DİYABET
Genellikle 40 yaş üstündeki kişilerde görülen diyabettir. İlk zamanlarda insülin salgılanması varken salgılanan insülin hücreler tarafından kullanılamaz. İleri dönemde ise insülin salgılanma seviyesi düşer. Vücut ağırlığında problem olan bireyler, ailesinde diyabet olanlar, 4 kg’dan daha ağır bebek doğuran kadınlarda Tip II diyabet görülme riski daha fazladır.
DİYABETTE BESLENME
Kişiye göre hazırlanmış bir beslenme programı diyabetlilerin sağlıklı ve kaliteli bir yaşam tarzı gösterebilmeleri için tedavinin temelini oluşturmaktadır. Özellikle Tip II diyabetliler için hazırlanmış iyi bir beslenme planı kan şeker seviyelerini normal düzeylerde tutmaları için önemlidir.
Her kişi birbirinden farklı olduğu için diyabetli bireylerin diyetleri de yaşam şekillerine göre farklılık gerektirir. Diyabetliler için bir tek diyet örneği yoktur.
Beslenme planı hazırlanırken en önemli nokta aksi bir durum yoksa diyabetli kişinin vücut ağırlığını korumaya yönelik olmalıdır.
En az 5 öğün olacak şekilde beslenmelidir.
Protein, karbonhidrat ve yağlar gereksinmeleri karşılayacak düzeylerde diyette yer almalıdır.
Alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Beslenme planı yeterli ve dengeli olacak şekilde hazırlandığında kan şekeri normal seviyelerde kalır.
Bazı diyabetlilerin doğru vücut ağırlıklarını sağlayarak hipertansiyon ile ilgili rahatsızlıklarında iyileşme olduğu görülmüştür.
Kompleks karbonhidratlar(Tahıl, ekmek, bazı meyveler, sebze, baklagillerde bulunan karbonhidrat türü) olarak beslenmede yer almalıdır.
Meyveler, sebzeler ve kuru baklagiller posadan zengin besin öğeleridir.
Posa karbonhidrat emilimini yavaşlatarak kan şekerinin hızla yükselmesini engeller.
Günlük alınan posa miktarı 20-30 gram olacak şekilde ayarlanmalıdır.
DİYABETTE FİZİKSEL AKTİVİTE
Diyabette kan şekeri kontrolünde beslenme ve ilaç kullanımı kadar fiziksel aktivite de koruyucu etki göstermektedir. Fiziksel aktivite besinlerin parçalanması sonucunda oluşan şekerin emilerek kana geçmesinden sonra hücreler tarafından kullanımı hızlandırır. Böylece kan şekerinde düşme sağlanır. Özellikle vücut ağırlığı kontrolünde fiziksel aktivite önemli bir yer tutmaktadır.
Fiziksel aktivite ile; Vücut ağırlığı normal düzeyde tutulur veya azalma sağlanır.
İlaçlara olan gereksinimi azaltıcı etki gösterir.
Kolesterolün ve trigliseritlerin düşmesini sağlar.
HDL kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür.
Fiziksel aktivite esnasında salgılanan endorfin hormonu ile kişilerin kendilerini mutlu hissetmeleri sağlanır.
Aydın İl Sağlık Müdürlüğünün internet sitesindeki verilere göre; 2021'de 537 milyon yetişkin (1'den 10'u) diyabetle yaşamaktadır. Bu sayının 2030'da 643 milyona ve 2045'te 783 milyona çıkması beklenmektedir. Diyabetli 2 yetişkinden 1'i (%44) tanı almamıştır (240 milyon). Bunların çoğunluğu tip 2 diyabetlidir.
Diyabetli 4 kişiden 3'ünden fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır.
541 milyon yetişkin tip 2 diyabet geliştirme riski altındadır.
1,2 milyondan fazla çocuk ve ergen (0-19 yaş) tip 1 diyabetle yaşamaktadır.
Diyabet 2021'de 6,7 milyon ölüme neden olmuştur.
Dünyada her 10 yetişkinden birinin, yaklaşık 537 milyon insanın halen diyabetle yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu kişilerin neredeyse yarısı diyabetli olduklarını bilmemektedir.
Diyabet, kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun üretilememesi veya hücrelerdeki etkinliğinin azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan ve artmış kan şekeri düzeyleri ile tespit edilen kronik bir hastalıktır. Diyabetin ortaya çıkması ile birlikte sürekli normal değerlerin üzerinde seyreden kan şekeri, sinir sistemi, göz, kalp ve böbrek gibi organlarda akut ve kronik komplikasyonlara neden olabilmekte bunun bir sonucu olarak da bu organların işlevlerinde önemli sorunlara yol açabilmektedir.
ÖZLÜ SÖZ: “Yaşam şekerden daha tatlıdır. Sağlıklı beslen, egzersiz yap.”
“Diyabetle sağlıklı bir yaşam için erken tanı ve tedavi önemlidir.”
“Günde 30 dakika yürüyüş ve kilo kontrolü ile diyabeti önle.”
Tüm Değerli Aydın'ın Haber Portalı Yeni Kıroba Gazetesi Okuyucularım; Selamlar, Saygılar, Sevgiler. Mutlu ve Huzurlu Haftalar dilerim. Mutluluk ve Başarı sizinle olsun.
Diyabetten Korunmak İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler: Vücut ağırlığınızı kontrol edin! Harekete geçin! Tam tahılları tercih edin!
Kalın Sağlıcakla ve Esenlikle…