2016'dan bu yana Aydın'da yerel gazetecilik yapıyorum. Bu 5 yıllık zaman diliminde belediye meclislerinin hiçbir toplantısını kaçırmamaya gayret ettim. Önceki gün Büyükşehir Belediye Meclisi, bütçe görüşmeleri için toplandı. Öncesinde de ASKİ Genel Kurulu vardı. Bütçe mesaisi için toplanan Meclis, hareketli geçeceğe benziyordu, öyle de oldu.

Bilindiği üzere Aydın'da yerel iktidar CHP'de. 19 yıldan beri tek başına iktidar olarak ülkeyi yöneten AK Parti ise 2004 – 2007 dönemi hariç yerel anlamda hep muhalefette oldu. Hepimizin malumudur, iktidar her rejimde olur fakat muhalefet yalnızca demokratik rejimlerde vardır. Bu yönüyle muhalefet, eleştirel düşünmek, yanlış bulduğu uygulamaları gündeme getirip, bunlardan vazgeçilmesini sağlamak, kamuoyu oluşturmak gibi önemli bir işleve sahiptir. Ancak bunu yaparken olmazsa olmaz nokta, tutarlı olmaktır.

Önceki günkü toplantıda konuşan AK Partili meclis üyesi Neşe Menderes'in bazı ifadelerinin tutarlılıktan son derece uzak olduğunu düşünüyorum. Aydın'da uzun yıllardır yapılmayan adliye sarayı projesinden Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nu sorumlu tutması, 2009'da Aydın Belediye Başkanı, 2014 ve 2019'da ise Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Çerçioğlu'na “Yerel halkı temsil etmiyorsunuz” çıkışında bulunması, kesinlikle ama kesinlikle tutarlı muhalefet anlayışından uzaktır. Bir kentin seçilmiş belediye başkanı hangi parti veya görüşten olursa olsun tüm vatandaşların belediye başkanıdır, temsilcisidir.

***

3 Kasım 2002'den bu yana tek başına iktidar olan AK Parti'nin belediye meclisindeki bir temsilcisinin, merkezi hükümetin projelerinin gecikmesinden Özlem Çerçioğlu'nu sorumlu tutması da tasvip edilecek bir politik söylem değildir. 19 yıldır kamu yatırımı olarak yapılması gereken bir proje bugüne kadar yapılmamışsa, bunun sorumlusu Özlem Çerçioğlu değil, yasama ve yürütme erkini elinde bulunduran siyasal iktidardır. Kaldı ki, Özlem Çerçioğlu, 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından Aydın'da yeni bir adliye yapılabilmesi için dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i ziyaret ettiklerini de toplantıda dile getirdi.

Yani demem o ki, AK Partili üyeler Büyükşehir Belediye Başkanı Çerçioğlu'nun icraatları konusunda ciddi bir muhalefet sergilemek istiyorlarsa, bunun yolu “Yerel halkı temsil etmiyorsunuz”, “Yatırımları engelliyorsunuz” türünden söylemlerden geçmez. Bu söylemlerin kamuoyu nazarında herhangi bir inandırıcılığı olmaz.

***

Meclis'te Cumhur İttifakı özellikle de AK Parti Grubu'yla, Başkan Çerçioğlu arasında yaşanan temel tartışma konularından birisi de Meclis'in çalışma düzeniyle ilgili. AK Partili üyeler, Başkan Çerçioğlu'nu üyelerin konuşmasına sık sık müdahale etmekle eleştiriyor. Çerçioğlu da her üyeye konuşma hakkı tanıdığını söylüyor.

Kanaatimce bu sorunun aşılması mümkün. Bugün İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclislerine baktığımız zaman başkanlık kürsüsünün yanında, grup sözcülerinin, meclis üyelerinin konuşması için birer kürsü bulunur. Her siyasi partiden üye bu kürsüye çıkar, aynı TBMM'de olduğu gibi kendilerine tanınan süre çerçevesinde görüşlerini ifade eder.

Demem o ki, Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi'nde de böyle bir uygulama gerçekleşse, konuşma süreleri bir kurala bağlansa, bu tür tartışmalar son bulur inancındayım.

Kalın sağlıcakla…