Geçtiğimiz Cuma günü mezunu olmaktan mutluluk duyduğum Aydın Lisesi’nin pilav gününe katıldım. Aydın Lisesi Mezunları Derneği’nce (ALMED) düzenlenen etkinlik, koronavirüs salgını nedeniyle 2 yıldan bu yana yapılamıyordu. 2 yıl aradan sonra okul bahçesinde gerçekleşen etkinliğe okulun eski – yeni mezunlarının ilgisinin yoğunluğunu görmek beni mutlu etti. Öncelikle ALMED yönetimi başta olmak üzere böylesine anlamlı bir buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim.
***
Ben 2007 – 2011 yılları arasında Aydın Lisesi’nde okudum. Fakat Aydın Lisesi’yle tanışıklığım 1990’lı yıllara dayanır. Babam İrfan Uğur, 1996 – 1999 yılları arasında Aydın Lisesi’nde fizik öğretmenliği yaptı. Ben de o yıllarda zaman zaman babamla beraber Aydın Lisesi’ne gider, o havayı teneffüs etme şansı bulurdum.
Sonra yıllar geçti, çocuk yaşlarda bahçesinde oyun oynadığım Aydın Lisesi’ne öğrenci olarak gittim. Yaşamımın 4 yılı orada geçti. Lisenin ilk 2 yılını 5 katlı A Blok’ta, son 2 yılını ise tarihi kimliğe sahip olan ana binada geçirdim. Yapımı 1920’li yıllara dayanan ana binanın ruhu, estetiği, karakteristiğini bizzat yaşamayı hep büyük bir şans saydım.
***
Aydın Lisesi’nde geçen 4 yılda acı – tatlı pek çok anım oldu. Geriye dönüp baktığımda olumlu anıların ağırlıkta olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bugün pek çoğu emekli olmuş, bazıları ise vefat etmiş çok değerli öğretmenlerimizden yaşama, geleceğe dair pek çok şey öğrendim. Halen daha görüştüğüm öğretmenlerimle anılarımı tazeleyip, ‘iyi ki onları tanımışım’ diyorum.
‘İyi ki tanımışım’ dediğim hocalarımın başında Atilla Çolak, Mustafa Mithat Karabudak, Bahar Sevgül Uygun, Aynur Bür, Sebahattin Yavaş, merhum Turhan Alak, Halil Bağrıaçık, Recep Kurnaz, Orhan Bayraktar ve Füsun Ocak geliyor. İsmini sayamadığım öğretmenler varsa affola.
İlk kez 1927 – 1928 yıllarında ‘İkbal Okulu’ adıyla ortaokul olarak açılan, 1948’de ise Aydın Lisesi adını alan okulumuz, öğrencilerine sunduğu kültürel, sportif, sanatsal olanaklarla, üniversite yerleşkesinden farkı olmayan fizikî mekânıyla Türkiye’de eşi benzerine az rastlanacak özellikte bir okul. Bu da Aydın Lisesi’ni ayrıcalıklı kılan unsurların başında geliyor.
Ülke genelinde 27 dönümlük yerleşim alanına sahip başka bir lise herhalde yoktur.
***
Aydın Lisesi, gerek ülke ve kent yönetiminde söz sahibi olan çok sayıda isim yetiştirmesiyle gerekse de mesleğinde marka olmuş çok sayıda avukat, doktor, mühendis, gazeteci, öğretmeni mezun eden bir okul olma kimliği taşımasıyla tıpkı okul marşında da belirtildiği gibi Aydın’ın kalbinde yıkılmaz bir anıttır. Biz Aydın Liselilere düşen dünya döndükçe lisemizin itibarını korumak ve yüceltmektir.
***
Yazımın sonunda bir hususu belirtmeden geçemeyeceğim. Lisemizin 1920’lerde inşa edilen ana binasının 5 yıldan beri ‘Eğitim Tarihi Müzesi’ olarak hizmet verdiğini biliyoruz. Elbette ki, müze de değerli bir mekândır. Ama görüşüm odur ki, mimarisiyle herkesi büyüleyen, binlerce öğrencinin eğitim gördüğü bu tarihi binanın derslik olarak kullanılması daha yararlı olacaktır. Bu konuda Millî Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş başta olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet etmeyi de Aydın Liseli bir gazeteci olarak sorumluluk sayıyorum.
Kalın sağlıcakla…