Şehir devletleri normalde krallar tarafından yönetildi. Daha sonra güç, az sayıda bulunan zengin-soylu bir guruba geçti. Yıllar sonra soylu aileler arasındaki rekabet ve insan topluluklarındaki hoşnutsuzluk müthiş bir biçimde arttı. Pek çok şehir devletinde kimi halk kahramanları hükümetleri devirdi. Onlar daha sonra tiran adıyla ülkeyi yönetmeye başladı. Antik dönem Yunan tiranları insanları neler yapmak zorunda olduklarına dair emirler çıkarttı. Fakat tiranların çoğu birer zalim değildi. Onlar tiran adlandırılmaktaydı çünkü gücü herhangi bir kral ailesine mensup olmadan ele geçirdiler. Bu tiranlar çoğu zaman şehirlerdeki şartları iyileştiren yetenekli adamlardı. Tiranlar, halkı yönetecek kuralları tek başına koymazdı. Çünkü onlar güçlerini korumak için insanların desteklerine ihtiyacı vardı. İlk tiranların çocuk ve torunları, kendilerinin ataları gibi çoğunlukla düzgün bir yönetimde bulunamadı. Tiranların pek çoğu zalimdi. Bugün için tiranların zalim olduğunu düşünmemizin nedeni budur. Bununla beraber tiranlar, güçlerini uzun süre devam ettiremedi. Şehir devletlerinin hakları onları iktidardan uzaklaştırdı ve yeni hükümet şekilleri oluşturdu. Hakkında bilgi sahibi olduğumuz şehir devletlerinden birisi Atina’ydı. Atina halkı bir meclis veya özgür adamların tamamının tamamımın katılımıyla yapılan toplantılar kanalıyla yasalar yapmakta ve yönetimi sağlamaktaydı. Meclis, her yıl on defa toplanmaktaydı. Özgür adamların tamamı bu toplantıların her birine iştirak ederdi. Mecliste üyeler, tartışır, oylar ve liderlerini seçerdi. Bu çeşit yönetim şekline demokrasi adı verildi. Halk kendi, kendine yönetmekteydi. Çoğu Atinalı her nasılsa vatandaşlık haklarına sahip değildi. Atina insanının beşte ikisi köleydi ve kölelerin oy hakkı yoktu. Aynı zamanda kadınlar da oy kullanamamaktaydı. Yalnızca özgür yetişkin erkelerin oy hakkı vardı. İnsanların tamamının oy kullanamamasına rağmen Atina yönetimi, Sparta ve diğer Yunan şehir devletlerine göre daha demokratik bir yönetim sürdürmekteydi. Sparta’da bir meclis yoktu ve onlar seçme hakkına sahip değildi. Meclis yerine Spartalılar, emir veren ve yasaları düzenleyen askeri liderlere sahipti. Genç Atinalı erkekler cesur ve itaatkâr bire asker olarak yetişilirdi. Spartalı generaller çok fazla bir otoriteye sahipti. Bu tip hükümetler otoriter yönetimler olarak adlandırılmaktaydı. Çünkü insanları böyle yönetim tarzında nasıl yönetileceklerine dair söyleyecekleri çok azdı. Büyük bir savaş tehlikesi Yunan kent devletlerini tehdit ettiğinde onlar düşmanı yenmek için işbirliği yapardı. Tehlike geçtiğinde, kent devletleri anlaşmazlığa düşer ve birbirinden ayrılırdı. Barış zamanında onlar, asla merkezi bir yönetimin kontrolüne girmezdi.