İl olarak çok kurak bir yaz geçirdik. İçme suyu anlamında herhangi bir sıkıntı yaşanmadı ama tarımsal sulamada ciddi problem yaşandı. Bu nedenledir ki, sulu tarım yapamayan pek çok çiftçi ayçiçeğine yöneldi. Önceki sezonlarda 7 – 8 kat su verilebilen tarlalara, kuraklık nedeniyle ancak 2 kat su verilebildi.
Kuraklık, felaketlerin en büyüklerinden biri. Üst üste birkaç yılın bu şekilde kurak geçme olasılığını göz önünde bulundurursak yalnızca tarımsal sulama anlamında değil, içme suyu anlamında yaşanacak krizlerin de kapımızı çalması an meselesidir.
Bu gerçeği toplumdaki yöneticilerden sade vatandaşa kadar hiç kimse aklından çıkarmadan, buna göre hareket etmelidir. Şimdilerde şükürler olsun kente yağış düşüyor, Meteoroloji'nin verilerine göre, önümüzdeki günlerde de düşecek gibi duruyor. Dilerim, yağışlar devam eder; 2021'in yazı gibi bir yaz yaşamayız.
***
Ancak şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Kuraklık tehdidine karşı ne pahasına olursa olsun suyun her bir damlasını değerlendirmeliyiz. Bu konudaki ilgili kuruluşlar mutlaka ama mutlaka bilimsel temelli çalışmalar yapmalı. Bir de en önemlisi tarımda vahşi sulama terk edilip, modern sulama teknikleri hayata geçirilmeli. Kuraklıkla topyekûn mücadele, temel yol haritamız olmalı.
Kalın sağlıcakla…