Geçtiğimiz günlerde Efeler Ziraat Odası’nın ev sahipliğinde düzenlenen Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu toplantısına katıldım. Toplantının ana gündem maddesi kuraklık ve buna bağlı olarak, önümüzdeki sulama sezonunda tarım arazilerinin nasıl sulanacağı meselesiydi. Alınan karar uyarınca, barajlardaki doluluk oranının yüzde 35 dolayında olduğu, bu nedenle de arazilere sulama birlikleri vasıtasıyla sezonda yalnızca 2 kez su verileceği açıklandı.

Toplantının sonunda röportaj yaptığımız Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, kuraklık konusunda 2007’ye benzer bir tablo yaşandığını anlattı.

Evet, bu tabloya bakınca çok da parlak bir dönemden geçmediğimiz, bu konuda tedbirli olmamız gerektiği apaçık ortada. Sulama konusunda alınan bu karar, çiftçiyi görece daha az su isteyen ürünleri ekmeye yöneltecek. Suyun idareli kullanımı konusu, ürün çeşitliliğine de yansıyacak. Durum böyle olunca, bu tablo, ister istemez fiyatları da etkileyecek.

***

İlimiz, bu yıl gerek sonbaharda gerekse de kış mevsiminde önceki yıllardaki yağışı alamadı. Bir de barajların bulunduğu bölgelere yeterli yağışın düşmemesi kuraklık tehdidini daha da artırdı. İdareli sulama meselesinden üretici elbette ki çok memnun değil ama başka seçenek yok. Bu konuda tedbir alınmadığı takdirde, su idareli kullanılmazsa daha büyük sorunlarla karşı karşıya gelineceği açık ve net. O yüzden şimdiden tedbir almak en akla uygun yoldur.

Koordinasyon Kurulu toplantısında DSİ Bölge Müdürü Göktuğ Bey’in “İçme suyunda sıkıntı yok” açıklaması yapması bir nebze olsun kamuoyunu ferahlattı. Sulamanın üzerine bir de içme suyunda sıkıntı olsa iş, daha da içinden çıkılmaz bir hâl alacak. En azından şimdilik bu sorun gündemde değil.

***

Ama bu durum, asla ama asla toplumu rahatlığa sürüklememeli. Küresel ısınmanın ve doğal kaynakların tahribatının etkisiyle her geçen gün kuraklık başta olmak üzere çeşitli sorunlar baş gösteriyor, var olan problemler daha da derinleşiyor. Çeşitli önlemler alınıyor alınmasına lakin bu konuda en büyük sorumluluk topluma, bizlere düşüyor.

Lütfen doğal kaynakları hoyratça kullanmayalım, ‘bize bir şey olmaz’ mantığını terk edelim. Kaynakları özenli kullanırsak ne âlâ ama vurdumduymazca hareket edersek daha acı sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmaz.

Dilerim, ilkbahar aylarında Aydın’a daha çok yağış düşer, barajlardaki doluluk oranı artar. Bu süreçte kentimize düşen her damla yağmur, bizler için umut oluşturuyor.

Kalın sağlıcakla…