Ege Bölgesi'nin ve Aydın'ın gündemindeki en önemli konulardan birisi Büyük Menderes Nehri'ndeki kuraklık ve kirlilik meselesi.
585 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes, Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinden doğuyor, Aydın'ın Söke ilçesi sınırlarından denize dökülüyor. Menderes'teki kirlilik, bugünün meselesi değil. Yıllardan beri var olan bir sorun. Henüz ilkokul çağındayken, yani bundan 18 – 20 yıl önce Aydın Televizyonu'nda Büyük Menderes'in kirliliğiyle ilgili belgeseller izlediğimi anımsıyorum.
***
Aradan geçen süre zarfında sorunlar çözülmedi, daha da derinleşerek bugünlere geldi. Zaten yıllardır var olan kirlilik sorununa bir de kuraklık eklenince sarmal derinleşti.
Geçtiğimiz gün de Büyük Menderes İnisiyatifi üyeleri eylem yaparak, kuraklık ve kirlilik sorununa dikkati çekti. Burada çevrecilerin yaptığı en büyük tespit, 'Büyük Menderes'in Türkiye'nin en kirli üçüncü nehri' olması meselesi. Bu durum, gerçekten içler acısı. Üzerinde düşünülmesi ve mutlaka somut adım atılması gereken bir mesele.
***
İnsanoğlu yıllar yılı doğaya karşı hoyrat davrandı, davranmaya da devam ediyor. Bu 585 kilometrelik güzergâh boyunca evsel atıklar ve sanayi atıkları hep Menderes'e akıtıldı. Üzerine bir de kuraklık eklenince sorunlar yumağı daha da büyüdü. Eski insanlar, bundan 40 – 50 yıl önce Büyük Menderes'in suyunu içtiklerini söylerlerdi. İnsanların suyunu içtiği, balık avladığı, tarım arazilerini suladığı Büyük Menderes'in o eski halinden şimdilerde hiç eser yok.
Sözün özü, yarın çok geç olmadan karar merciinde bulunan herkes elini taşın altına koymalı, Büyük Menderes'in çığlığı karşısında asla duyarsız kalmamalıdır. Umarım, bu imdat çığlığına yardım eli uzanır.
Kalın sağlıcakla…