Yaygın ve yerel gazetelerin arşivlerini taramayı, eski tarihli gazete haberlerini, köşe yazılarını okumayı oldum olası çok severim.
Bu nedenle birkaç yaygın gazetenin e – arşivine abone oldum. Ne zaman fırsat bulsam dijital ortamda arşivleri tarar, dünle bugünün kıyaslamasını yapmaya çalışırım.
Geçtiğimiz günlerde 1990’lı yılların gazetelerini gözden geçirirken, sanırım 1996 yılıydı, bir haber çarptı gözüme.
***
Balıkesir mahreçli haberin başlığı aynen şöyleydi: “Edremit Körfez Havaalanı’na gelen Başbakan Necmettin Erbakan, pistin bir hafta içinde açılması talimatını verdi.”
Evet, 1996’nın Haziran’ından 1997 yılının Temmuz’una kadar işbaşında kalan, Susurluk olayı ve 28 Şubat postmodern darbesi başta olmak üzere pek çok çalkantılı olayı yaşayan Refah – Yol Hükümeti, Balıkesir’in Edremit ilçesinde bulunan Körfez Havaalanı’nın inşaatını çok kısa sürede tamamlayıp, burayı yolcu trafiğine açmıştı.
Dönemin Başbakanının yazlığının Altınoluk’ta olmasından dolayı bu havaalanının ivedilikle tamamlandığını belirtenler ve bu durumu eleştirenler olsa da geçmişte ‘Körfez’ şimdilerde ise ‘Koca Seyit’ adını taşıyan havaalanı hem iç hatlarda hem de dış hatlarda binlerce yolcuya hizmet veriyor.
***
Bütün bunları niye mi yazıyorum?
Söyleyeyim…
Aydın’da bulunan ve tarifeli uçuşlara açılması “yılan hikâyesine” dönen Çıldır Havaalanı’nın durumuna dikkat çekmek istiyorum da ondan.
Düşünsenize Aydın, 1950 – 1960 döneminde Başbakan, ondan sonraki dönemlerde kurulan hükümetlerde onlarca bakan çıkarmış bir il. Bunun yanı sıra son Başbakan Binali Yıldırım dâhil olmak üzere iktidar partisine mensup pek çok siyasetçi, havaalanının açılması yönünde nice sözler verdi. Hatta bunları “namus sözü” olarak nitelendiren siyasetçilerimiz çıktı.
Hal böyleyken havaalanı hasretinin dinmemesi, bu konuda bir arpa boyu yol alamamış olmamız çok ama çok hazindir.
***
1990’lı yılların koşullarında Balıkesir’in bir ilçesinde havaalanı inşa ediliyor, bu havaalanı yıllar yılı bölge halkına ve turistlere hizmet ediyorsa, 2020’lerin Türkiye’sinde Aydın’ın havalimanı meselesi hala daha sürüncemede kalıyorsa burada kimi suçlayacağız?
“Aydın, İzmir’e yakın. Burada havaalanı çalışmaz” diyen “istemezükçü” zihniyet, acaba bir ilçedeki havaalanının yaklaşık 30 yıldan beri aktif olduğundan haberdar mı? Hiç sanmıyorum. Çünkü onların bildiği tek şey istemezükçülüktür.
Türkiye’nin çeşitli illerinde veya ilçelerinde geçmişte inşa edilen havaalanları, büyük paralar harcanarak modernize ediliyor da sıra Aydın’a geldiği zaman vaatler hep lafta kalıyorsa burada işleyen çifte standartçı yaklaşımın takdirini okurlarımıza bırakıyorum.
Sözün özü, Aydınlılar, havayolu ulaşımında İzmir’e bağımlı olmak istemiyor. Saatler öncesinden yola çıkıp uçak yolculuğunu çileye dönüştürmek Aydınlının hak ettiği bir durum değil.
Vatandaş, karar merciinde olanlardan laf değil, icraat bekliyor…
Bilmem gerçek olur mu dersiniz?