Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen büyük afetin ardından gündem haklı olarak birdenbire ‘deprem’ oluverdi. Ana gündem maddesi deprem olsa da birkaç gün sonrasında hemen “Seçimler ne zaman yapılacak?” sorusu gündeme geldi ve depremle birlikte kamuoyunda tartışılmaya başlandı.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın seçimlerin ertelenmesi yönünde yaptığı çağrı, muhalefetin bir hayli tepkisini çekti. İktidar partisi mensubu bazı siyasetçilerle konuştuğumda onlar da seçimlerin ertelenmesi yolunda görüş bildirdi. Hatta Bülent Arınç misali, “Seçimler, bir yıl ertelensin. Yerel seçimlerle birlikte yapılsın” diyen bile oldu.
Bütün bu tartışmalar yapıladursun anayasa maddesi gayet açık… Anayasasının 78’inci maddesinin birinci fıkrasında, “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir” hükmü yer alıyor.
***
Yani anayasaya göre deprem nedeniyle seçimlerin geriye bırakılması gibi bir durum söz konusu değil.
Son günlerde iktidar çevrelerinin seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması yönünde bir görüş içinde olduğuna dair kulis bilgileri geliyor. Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağını düşünürsek önümüzde yaklaşık 2 buçuk aylık bir süre var. Zaman böylesine daralmışken Millet İttifakı’nı oluşturan 6’lı masa, halen daha aday açıklayabilmiş değil.
Bu durum, iktidar çevrelerinde memnuniyetle karşılanıp bir karşı propaganda malzemesi haline getirilmişken, muhalefet partilerine bel bağlayan seçmeni de ciddi anlamda tedirginliğe ve hayal kırıklığına sürüklüyor.
***
6’lı masada aday bilmecesinin bu denli uzun sürmesi seçmende, “Bunlar daha muhalefetteyken birliktelik sağlayıp topluma güven veremiyor. İktidara geldiklerinde nasıl uzlaşıp ülkenin sorunlarını çözecekler?” türünden soruların gündeme gelmesine yol açıyor.
Seçmen, haksız da değil. Ülkenin ekonomi başta olmak üzere çok çeşitli sorunları varken 6’lı masanın aday açıklaması konusunda bu kadar çok zaman kaybetmesi güvenilirlik sorununu doğuruyor. Evet, sorunların can yakıcı olduğu ve çözüm beklediği aşikâr ancak seçmende “Erdoğan gider, 6’lı masa gelirse sorunlar çözüme kavuşur” inancının oluşması şart. Bu inanç halihazırda var mı derseniz buna olumlu yanıt vermek güç.
***
Parti ve ideoloji kültürüyle oy veren, iktidar partisiyle kafa yapısı ve dünya görüşü çok uzak seçmen belki, “Muhalefetin adayı kim olursa olsun oy veririm” noktasındadır ama unutulmamalıdır ki, seçimleri sonucunu “kararsız” veya farklı partiler arasında geçişkenlik gösterebilen seçmen belirleyecektir.
Bu nedenle 6’lı masanın adaylık açıklamasında geciktiği her saat veya her gün, iktidarın hanesine artı yazmaktadır. Bilmem Millet İttifakı bunun farkında mı?