Cumhurbaşkanlığı, kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin tasarruf tedbirleri genelgesini yayımladı. Genelgede son derece mantıklı ve yerinde bulunduğum konular olmakla birlikte şu gazete aboneliği maddesi bir türlü aklıma yatmadı.

Evet, kamu kurumlarındaki taşıt sayılarının 2023 sonuna kadar en az yüzde 20 azaltılacak olması, taşınmaz satın alınması veya kiralanmasıyla ilgili hususlar, uluslararası telefon görüşmelerine kısıtlama getirilmesi gibi konu başlıklarının tasarruf kapsamında hayata geçirilmesi isabetli.

***

Ancak kamu kurum ve kuruluşlarına basını izleme birimleri ve kütüphaneler hariç günlük gazete alımı yapılmaması zaten zor günler geçiren basının yaşadığı sorunları daha da derinleştirecektir. Bizler haberci kimliğimizle kamu kurum ve kuruluş amirleriyle, onların temsilcileriyle sürekli iç içeyiz. Onların gerçekleştirdiği etkinliklerin kamuoyuna duyurulması konusunda mensubu bulunduğumuz basın / yayın organları önemli bir işlev üstleniyor.

***

Basın, yöneticilerle yönetilen halk arasında köprü oluyor, bu konuda özveriyle çalışıyor. Durum böyleyken, kamu kurum ve kuruluşlarına gazetelere abone olma konusunda yasak getirmek, çok hakkaniyetli değil zannımca. Bir ildeki veya ilçedeki kamu kurum ve kuruluşlarının belli ölçütler çerçevesinde o yörede çıkan gazetelere, dergilere abone olarak, hem basına katkı sağlaması hem de faaliyetlerini kamuoyuna duyuran gazeteleri temin etmesi kadar doğal bir şey olamaz.

***

Gazetecilik meslek örgütleri de bu konuda gerekli açıklamaları yaptı. Gazete aboneliğiyle ilgili alınan kararın, zaten zor durumda olan Anadolu basınına vurulan yeni bir darbe niteliğinde olduğu aktarıldı. Kararın yerel basın kuruluşlarının bir bir kapanmasına, çok sayıda basın emekçisinin işsiz kalmasına neden olacağı belirtilerek, kararın gözden geçirilmesi istendi.

Umarım, basın camiasının bu haklı itirazı yetkili mercilerde karşılık bulur, tasarruf tedbirleri kapsamında gazete aboneliğine getirilen kısıtlama sonlandırılır.

Bu konuda basın lehine adım atılması dileğiyle…