Bu sorunun cevabını rakamlarla vermek imkansız ve yersiz. Çünkü topraksız ve bitkisiz yaşayamayız.

Tarımın amacı insanların gıda ve giyim ihtiyaçlarını karşılamaktır.Tarım toprakları da bu amaca ulaşmak için en önemli araçlardır.Bu aracın da önce devlet,sonra mesleki örgütler daha sonra çiftçi tarafından özenle korunması gerekmektedir.

Devlet için giyim,beslenme ve barınma birinci derecede görevdir.Kısacası kamu yararı madende ,enerjide falan değil doğrudan tarımdadır ormandadır.

Devletin kabul etmediği,yanlış düşündüğü doğru mesleki örgütler ve çevre kuruluşlarının çevre ve tarım varlıklarını korumakla görevli olmaları gerçeğidir.

Çiftçi ise geçimini sağlamak,üretimini sürdürmek ve refaha ulaşmak için tarım topraklarını korumalıdır.

Ormanı korumadan tarım yapılamaz,hayat devam ettirilemez.Hele bizim gibi geleneğinde,”Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim” düşüncesi hakim iken.

Türk tarımı,Türk ekonomisinde önemli ölçüde paya sahip olup başat (lider) görevi görmektedir.

Türk ormanları Türk insanının yaşama arzusu,yaşama direnci,yaşama desteğidir.

Ülke kalkınmasının başlıca amacı, insanların ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaktır.

İnsan, birkaç enerji,maden,müteahhit gibi patronlardan ibaret değildir.

İnsanın temel ihtiyaçlarının en başında yer alan beslenmenin ana aracını ise tarım arazileri oluşturmaktadır.Ormanlar insanının nefes kanallarıdır.

Tarım alanınınız yok edilirse ya donmuş kutuplara ya da yeşili olmayan kuru Arap çöllerine dönüşmüş bir değersiz vatanın sahibi olursunuz.

Sanayileşme, enerji,maden,ulaşım,turizm, kamu altyapı yatırımları da kalkınma amacına yönelik yapılan çalışmalardır. Hiçbir alt yapı diğer sektörün sırtına basarak yükselemez.Hele insanın hava,su,güneş gibi en acil ihtiyacı olan beslenmesini sağlayan tarımın sırtına basarak…

Ancak bu sektörlerin bu çalışmalarında yüksek rantlar sağlanması uğruna kuruluş yeri seçiminde tarım arazilerinin niteliğine dikkat edilmeksizin yatırımlar yapılabilmektedir.Devlet de bu sektörler için “kurnazca” ortaya koyduğu desteklemeler ve mevzuat parçaları ile tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına kol kanat germekte ve bu sektörlerin çıkarını kollamaktadır.

Tarım arazilerine giren her maden,enerji,inşaat firması halkın bir dilim ekmeğini,bir tabak yemeğini,bir bardak sütünü,bir kaşık balını elinden almaktadır.

Piyasalara gıda arzı için sınırlı olan verimli tarım arazilerine amaç dışı yatırımların yapılması, tarımsal üretimin sürekliliğinin kesilmesi,rekoltelerin azalması ve verimsizliğe yol açmaktadır.

Aynen şimdi yaşadığımız gibi 83 milyon halkın 60 milyonu gıdaya ulaşmakta zorluk çekiyorsa bunun ana nedeni tarımın diğer sektörlere peşkeş çekilmesidir.Zeytinden çama kadar tüm orman arazilerinin iki madenci patrona devlet eliyle hediye edilmesidir.

Ülke kalkınmasının ve sürdürülebilirliğin sağlanmasının önemli adımlarından biri de sanayileşmedir.

Sanayileşmede yer seçimi ,kentin sanayinin olumsuz etkilerinden korunması için genel olarak kent merkezinden uzak yerler sanayilerin kurulmasında tercih edilmektedir.Bu tercih doğrudur.Ancak devamında gözünüzü tarım toprağına ve ormana dikmeniz de tamamen yanlıştır.

Ey devlet,ey poltikacı,ey eyyamcı bürokrat anla artık…