21. yüzyılın başından itibaren, Türkiye'deki toplam tarım alanı tutarı yaklaşık 3 milyon hektar ve ekilen tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin alanı yaklaşık 2 milyon hektar azaldı.
1980 li yıllardan sonraki dönemlerde tarım ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı konuma gerileyerek gıda güvenliği ve gıda güvencesi konusunda önemli bir gerileme yaşadı. Son yıllarda mısır, pirinç, ayçiçeği ile bazı meyve-sebzeler dışındaki bütün ürünlerde üretim ya düştü ve/ya da kendini tekrarladı. Bu durum üretim maliyetlerinin de artmasıyla Türkiye'nin tarımda kendisine yetme noktasında problem yaşamasına neden olmaktadır. Türkiye dış ticarette tarımsal hammadde ithalatçısı, gıda maddelerinde ise ihracatçı konumdadır. İthalatta ürün grubu olarak en yüksek bedel yağlı tohum ve bitkisel yağlara gitmektedir (Şekil 33). Bu çerçevede 2021 yılında 2,5 milyon ton soya fasulyesi tohumuna 1,5 milyar dolar, 454 bin ton ayçiçeği tohumuna ise 648 bin dolar ödenmiştir. Ayrıca 1,2 milyar dolar karşılığı 897 bin ton ham ayçiçeği yağı ve 778 milyon dolar karşılığı 817 bin ton rafine palm yağı ithalatı gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de genetiği değiştirilmiş (GDO) soyadan üretilen yağ kullanımı Biyogüvenlik Yasası ile kısıtlanmıştır. Bu nedenle ithal edilen GDO'lu soya tohumu hayvan yemi üretiminde ve sanayide kullanılmaktadır. Öte yandan yıl içerisinde 478 bin ton rafine ayçiçek yağı, 273 bin ton ham soya yağı, 645 bin ton soya küspesi ihraç edilmiştir.
TÜİK tarafından açıklanan 2021 yılı bitkisel üretim istatistiklerine göre, üretim tutarları bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde %13,4 azalırken, sebzelerde %1,8, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde %5,4 oranında artış göstermiştir (TÜİK, 2021). Üretim tutarları yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 61,7 milyon ton, sebzelerde 31,8 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 24,9 milyon ton olarak gerçekleşti. Yine TÜİK verilerine göre, tarım 2021'in ilk çeyreğinde %8,3, ikinci çeyrekte %0,6 oranında büyümesine karşılık, üçüncü çeyrekte %5,9 küçüldü. Böylelikle 12 çeyrek üst üste büyüyen tarım küçülme trendine girdi ve ilk üç çeyrekte %2,8 oranında küçülmüş oldu. Öte yandan tarım, istihdamdaki önemini kısmi bir küçülmeyle birlikte korumaktadır. 2020 yılı Ekim ayında %18 olan tarımın istihdamdaki payı 2021 yılının aynı ayında %17,1'e gerilemiştir. Geçmişte (1960'lı, 1970'li ve 1980'li yıllarda) genel olarak tarımda kendine yeterlilik bakımından avantajlı bir konumda olan Türkiye, sonraki dönemlerde tarım ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı konuma gerileyerek gıda güvenliği ve gıda güvencesi konusunda önemli bir gerileme yaşadı. Son yıllarda mısır, pirinç, ayçiçeği ile bazı meyve-sebzeler dışındaki bütün ürünlerde üretim ya düştü ve/ya da kendini tekrarladı. Bu durum üretim maliyetlerinin de artmasıyla Türkiye'nin tarımda kendisine yetme noktasında problem yaşamasına neden olmaktadır. Türkiye dış ticarette tarımsal hammadde ithalatçısı, gıda maddelerinde ise ihracatçı konumdadır. İthalatta ürün grubu olarak en yüksek bedel yağlı tohum ve bitkisel yağlara gitmektedir (Şekil 33).
2019'da küresel birincil ürün üretiminin yarısını sadece dört ayrı ürün oluşturdu: şeker kamışı (1,9 milyar ton ile toplamın %21'i), mısır (1,1 milyar tonla %12'si), pirinç (0,8 milyar tonla %8'i) ve buğday (0,8 milyar tonla %8'i) (Şekil 35). Palmiye yağı meyvesi ve patateslerin her biri, dünya ürün üretiminin %4'ünü oluşturuyordu. Şeker kamışı, 2000-2019 döneminde küresel ürün üretiminin %21'ini oluşturdu. 2000 yılında mısır, buğday ve pirincin her biri toplamın %10'unu temsil ederken, mısır üretimi bu dönemde buğday ya da pirinçten üç kat daha hızlı büyüyerek 2001'de pirinci geçerek dünya çapında en çok üretilen ikinci ürün oldu.
2021 yılında 2,5 milyon ton soya fasulyesi tohumuna 1,5 milyar dolar, 454 bin ton ayçiçeği tohumuna ise 648 bin dolar ödenmiştir. Ayrıca 1,2 milyar dolar karşılığı 897 bin ton ham ayçiçeği yağı ve 778 milyon dolar karşılığı 817 bin ton rafine palm yağı ithalatı gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de genetiği değiştirilmiş (GDO) soyadan üretilen yağ kullanımı Biyogüvenlik Yasası ile kısıtlanmıştır. Bu nedenle ithal edilen GDO'lu soya tohumu hayvan yemi üretiminde ve sanayide kullanılmaktadır. Öte yandan yıl içerisinde 478 bin ton rafine ayçiçek yağı, 273 bin ton ham soya yağı, 645 bin ton soya küspesi ihraç edilmiştir.
Alıntı:Tarım-İş Sendikası,İklim Değişikliği Ve Tarım Dünyasının Geleceği.