Aydın için en güzel gökyüzünün altı demiş Tarihçi Herodot ,

ama bu söze Foçalılar, Alaçatılılar, Bodrumlular da sahip çıkar.

aslında sadece Aydın için değil , tüm Ege için söylenmiş bir sözdür.

Ama bildiğimiz antik kentlerin yanı sıra,

Aydının yalçın kayaları ile ünlü Beşparmak dağlarını yurt tutan,

7-8 bin yıl önce yerleşen neolitik dönemin ilk insanları, bu zirvelerde ne arıyordu dersiniz..?

Alman arkeolog, Dr. Anneliese PESCHLOW yıllarını verdiği Beşparmak dağlarının bilinmeyenlerini ortaya çıkarıp , Latmos’un tarihsel devirde önemini dünyaya duyurmak üzere , bizden çok , on beş yıldır yırtınır durur . Ne yalan söyleyeyim. bir Aydınlı olarak , bizi, bize anlatan, bu Alman yabancıyı kıskandım. Bu ülkenin idarei maslahatçılarına ve araştırmalarını , projelerini dinlemeyenler adına utandım..!

Biz Aydın da bildiğimiz 2 bin yıllık antik kentlerinin yanı sıra ,bilmediğimiz daha da eski medeniyetlerin varlığını bir yabancı arkeologdan öğreniyoruz.

Hadi diyelim , bilim evrenseldir , ama bizim topraklarımızdan bizim habersiz olmamız çok düşündürücüdür.…!

Ama Alman kadının dişini tırnağına taktığı ,kendi cebinden harcama yaptığı , evini barkını terk ederek dağların başında ilim ve bilim için ömrünü verdiği Latmos ( Beşparmak ) dağları için,yerel de aynı heyecan’ın duyulmaması büyük acı ve hüzün veriyor.

İdealist bir bilim insanı Alman uyruklu bir dünya vatandaşı’nın yırtınıp didinmesine rağmen , bu bölgede maden ocağı işletilmesine izin verilmesi ,Türk kamuoyunun duyarsızlığı,hatta Çevre Bakanlığının daha duyarsızlığı, utançtan başımızı öne eğdiriyor.

Beşparmak dağları, açıkça “arkeolojik , jeolojik ve botanik “ arkeojeo park olarak bir açık hava laboratuarı..!

Beşparmak dağlarının emsali olan , Fransadaki Bego dağlarındaki benzer bir antik yerleşimin nasıl idare edildiği ve önlemler alındığını öğrenince şaşkınlığımız bir kez daha arttı.

Bego dağı , Beşparmak benzeri , Fransa’da Nice kentinin kuzeyinde, Fransız Deniz Alplerinde zirvelerde bir yerleşim yeri. Hayli yüksek olan ancak Latmos’la karşılaştırıldığında hiçbir görkemi bulunmayan dağın en önemli özelliği, yüzeyine kazınan M.Ö. 2000 yılına ait kaya resimleridir.

oysa latmosta ki bizim kaya resimleri ve yaşam izleri tam 7-8 bin yıllıktır.

Milli Park statüsüyle korunma altında bulunan Fransız Bego dağında ekolojik turizmin yaygın bir şekilde yapıldığı görülmektedir.

Çıkışı çok zor olmasına rağmen, dünyanın birçok ülkesinden binlerce turistin buraya akın ettiği Bölgede rehberler eşliğinde gezilmektedir.

Yalnız yüründüğünde kayaların arasından çıkan bir görevli hemen yaklaşıp uyarmaktadır.

Her tarafta bilgilendirme ve uyarı tabelalarında yapılmaması gereken (Elleme-üzerine basma-herhangi bir sıvı dökme vb.) eylemler,in yasak olduğu mevcut olup, bu uyarılara uymayanlara yüksek para cezalar kesilmektedir.

Latmos’un Fransada ki örneği, böylesine titizlikle korunurken ,bizde Beşparmak dağlarını korumasını gereken devletin , bırakın Milli Park ilan etmeği, maden ocaklarına izin verilmesi olacak iş değildir.

Beşparmak dağları “arkeo-jeo park “ olarak dünyaca ünlü bir marka olmağa aday bölgemizdir.

Hatta Dünya Kültür Mirası için mutlaka aday olarak önerilmelidir. Bu girişim STK lar desteğiyle yapuılmış , ancak başvurudaki bürokratik eksiklikler nedeniyle hala beklemededir.Oysa devlet dört bir elle sarıldığı Göbeklitepe yerleşimi UNESCO Dünya mirasına çok kısa zamanda kabul edilmiştir.Aydın Söke deki Latmos Milli parkı ilanı ile Göbeklitepe yaşındaki bu alanda mutlaka geleceğe aktarılacak bir miras daha dünyaya kazandırılacaktır.

Bir kısmı Muğla sınırlarındaki Beşparmak dağının her iki il valiliğince müştereken alınacak radikal kararlarla,bir Afrodisyas ,Efes , Milet antik kenti gibi “ kültür turizmi “ cazibe merkezi olacaktır.

Bu arada Aydın Adnan Menderes Üniversitesini , duygusal bağlarla bağlı kendi kentindeki bu arkeo –jeo parka sahip çıkmaya ve bilimsel araştırmaları programına alması için göreve davet ediyorum.

Bir yabancı Alman vatandaşı bizim topraklarımızda çalışıp tarihi araştırmak için 79 yaşında , ömrünün kalan kısmında, sağlık sorunlarına rağmen durup dinlenmeden çalışıyorsa, utanmalıyız..!

Almanya da yaşayan ve VEFA PROJESİ ile Berlin e giderek iki gün de iki oyun sergileyen AYKARYAY başkanı Hüsnü Ertung hocam, bana da “haydi gel gidelim “ dese de Peschlow ‘a vefa için gidemedim.

Ama onun Latmos ta yıllardır yaptığı araştırmalar için , Türkiye den bir avuç Kültür elçisi , yazarak oynadıkları oyunu izlemeye gelmesi duygu yüklü anlar yaşandı.

Eğer kendisini görebilseydim, sormak isterdim, Peschlow’a,

- “hadi biz Türkler, kendi değerlerinden habersiz, ilgisiz, biz bize benzeriz..! Siz Türkiye’de tarihe olan bu duyarsızlığı nasıl yorumluyorsunuz..?

Fransa tarihe sahip çıkarak , Turizme kazandırdığı bu doğal zenginliğe gösterdiği ilgiye karşın , bizim beşparmak dağlarında , hani “gölge etme başka ihsan istemez “ sözündeki gibi,bırakın destek olup korumağı, aksine çevreyi ve tarihi tahrip eden maden ocağına izin verilmesine ne diyorsunuz..? diye soramadım arkeolog Peschlow’a …! cevabını duymak istemediğimden değil,yüzü kızarıp başı öne eğecek bir Aydınlı olmaktan..!

Gerçi yüzü kızaracak ve başı öne düşecek benden çok önce başka birileri var ama,

Daha iş işten geçmeden , Tarih’e ve kültür’e duyarlı Sayın Vali Ömer Faruk KÖŞGER acil önlem almak üzere, kamu güçlerini harekete geçirerek , tarafları ve paydaşları acilen bir araya getirmelerini öneriyorum.

Aksi takdirde “Alamancı bir el kızının” eline düşmüş, Latmos için bize ders vermesini seyretmekle yetiniriz..!

Aydın da bir grup AYDIN SEVDALISI bir araya gelerek hem LATMOS ‘un MİLLİ PARK İLAN EDİLMESİ için hem de SEIKILOS AĞIT TAŞI ‘nın Danimarka dan ilimize geri getirilmesi için bir platform da kamuoyu ile birlikte görev almaya hazır.

Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji bölümü desteğiyle , kamusal önlemler alınmalı , projeler geliştirilmelidir.

SÖZÜN ÖZÜ :

YARINA BIRAKMA BUGÜNÜ, NEME LAZIM,

YARIN OLUR DA , BU KEZ , SEN OLMAZSIN..!

MEHMET ÖZÇAKIR

[email protected]

P.K:110 EFELER – AYDIN

GSM : 0.532.3722627