Siyaset bilimi adına sınıf kavramını bilmek gerekir. Sınıf ayrışması yapılan işlerden veya mesleklerden daha çok para, mal, üretim araçları gibi maddi varlıklara sahip olmaya ilgilidir. Buna göre alt sınıf - orta sınıf - üst sınıf şeklinde bir ayırımdan söz edilebilir. Bu yapı daha çok bir piramidi andırmaktadır. Üst sınıf, piramidin yukarı tarafındadır. Bunların sayısı oldukça azdır. Ancak milli gelirin büyük çoğunluğunu bu sınıf paylaşmaktadır. Alt sınıf piramidin tabanıdır. Sayısal olarak oldukça fazla kişiyi ifade eder. Ancak milli gelirden oldukça az yararlanırlar. Sayıları oldukça fazla olduğu için siyaset bu sınıfa göre yapılır. Diğer bir ifadeyle demokratik yönetimlerde oy hesabına göre iktidar belirleneceği için propaganda daha çok bu sınıf temel alınarak oluşturulur. Siyasiler, çarşıda pazarda görünür. Yaşlılarla, işçilerle poz verir. Alt sınıf sadece oy konusunda ikna edilmektedir. Marx’a göre üst sınıf, algı oluşturmada etkili olan medya araçlarına da sahip olduğu için çoğu kez alt sınıflara kaderlerini razı eder. Elbette, siyaset alt sınıfların durumunu düzeltmek; onların milli gelirden daha fazla pay almasını sağlamakla yükümlüdür. Gelir dağıtılmasında mutlak eşitliği sağlamak mümkün değildir. Ancak siyasi karar mekanizması sosyal adaleti gözetmek zorundadır. Bir belediye yoksul mahallelere yüzme havuzu, park, kreş yaptığı ölçüde bunu sağlar.