Sayın Murat Türkeş'in iklim değişikliği ve etkileri konusunda araştırma ve görüşlerini aktarmayı sürdürüyoruz.

“Ortalama maksimum ve minimum hava sıcaklıklarında gözlenen bu artış ile ilişkili olarak, Türkiye'de don olayı, yaz ve tropik gün sayıları gibi ekstrem hava ve iklim olaylarının şiddet, sıklık ve süreleri de değişmiştir. 

Örneğin Türkiye'de 1950 ile 2010 yılları arasındaki dönemde yıllık don olaylı gün sayıları başta Doğu Anadolu, Marmara ve Akdeniz kıyılarında olmak üzere azalma eğilimi göstermiştir. 

Türkiye'de 20. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte, don olaylarının başlama ve sona erme tarihlerinde de önemli bir değişim gözlenmektedir. 1950-2013 döneminde sonbaharın ilk don olayları daha ileri bir tarihe kayarken (0,71 gün/on yıl), ilkbaharın son don olayları daha erken bir tarihte (0,64 gün/ on yıl) son bulma eğilimi göstermiştir. 

Söz konusu belirgin değişikliklerin doğal bir sonucu olarak, Türkiye'nin büyük bir bölümünde don olaylarının gözlenmediği dönemin uzunluğunda da istatistiksel açıdan anlamlı bir artış gerçekleşmiştir. 

Ayrıca yaz ve tropikal gün sayıları 1950- 1975 döneminde hafif bir azalma eğilimi, 1975 sonrası değerlerde ise belirgin bir artış eğilimi göstermektedir. Türkiye'de yaz ve tropikal gün sayıları açısından en dikkat çekici yıl 2010'dur.

Bu yılda, başta Kuzeydoğu Anadolu bölümü olmak üzere Türkiye'de incelenen istasyonların yaklaşık yarısında yaz ve tropikal gün sayıları 1961-1990 dönem ortalamasının 3 standart sapma değeri üzerine çıkmıştır. 

Türkiye'de 1950-2014 döneminde kaydedilen rekor maksimum ve minimum hava sıcaklıklarının yıllık sayılarındaki zamansal değişimler incelendiğinde ise, rekor minimum hava sıcaklığı sıklığının 1950'li yıllardan günümüze doğru azaldığı dikkat çekmektedir. Buna karşın özellikle 2000'li yıllarla birlikte rekor maksimum hava sıcaklığı sıklığında ise bir artış eğilimi gözlenmekte olup, 1950 yılından bu yana rekor maksimum sıcaklık olaylarının yarısı 2000-2014 döneminde kaydedilmiştir. 

Türkiye'de gözlenen mevsimlik ve yıllık yağış eğilimlerinin, hava sıcaklıklarında gözlenen eğilimler kadar kuvvetli olmadığı görülür. Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, yağışlardaki değişimler uzun süreli eğilimlerden çok, kurak ve nemli (yağışlı) dönemlerin sıklıklarında ve büyüklüklerinde belirlenen önemli değişiklikler biçiminde olmaktadır. Genel olarak kış ve ilkbahar yağış toplamlarında Türkiye'nin Akdeniz yağış rejiminin egemen olduğu Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile İç ve Doğu Anadolu bölgelerinin iç ve güney bölümlerinde belirgin bir azalma eğiliminin (kuraklaşma) olduğu görülür. Kış mevsiminde Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde gözlenen kuraklaşma eğilimlerinin bazıları istatistiksel olarak önemlidir. Yazın, istatistiksel olarak anlamlı olan hem artış hem de azalış eğilimleri egemendir. Sonbaharda ise, daha önce gözlenen artış eğilimlerinin kuvvetlendiği ve artış eğilimi gösteren istasyon sayısının arttığı görülür. Gözlenen artış eğilimleri, İç Anadolu'da, Batı Karadeniz Bölümü'nde, Güney Marmara ve Kuzey Ege bölümlerinde istatistiksel olarak anlamlıdır.