Haziran ayının son günlerinde yaz mevsiminin etkileri iyiden iyiye hissedilmeye başladı. Hatırlanacağı üzere, Mayıs ayının son günlerinde çöl sıcaklarını yaşamış, 'böyle giderse işimiz zor' demiştik. Neyse ki, aşırı sıcaklar Mayıs sonunda etkisini yitirdi.

Akdeniz iklim kuşağında bulunan bir kentin sakinleri olarak serin bir Haziran geçirdiğimizi söylemek mümkün.

Meteorolojinin verileri, önümüzdeki günlerde sıcaklıkların 40 derece ve üstüne çıkacağını gösteriyor. Türkiye'nin en sıcak illerinden olan Aydın'da bunaltıcı havaya alıştık. Yaklaşık 3 ay aşırı sıcakları kent olarak yaşıyoruz. Bu yıl da muhtemelen öyle olacak.

Ancak Mart ayından beri Türkiye'de etkili olan yeni tip koronavirüs (Kovid – 19) nedeniyle nasıl ki, ilkbaharı farklı yaşadıysak yaz mevsimini de farklı yaşayacağız.

Adı üzerinde 'kontrollü sosyal hayat' sürecindeyiz. Günlük vaka sayısı bırakınız sıfırlanmayı, her gün binlerin üzerinde seyrediyor. Her gün yeni kayıplar verdiğimiz şu günlerde, tedbiri elden bırakmamak hepimizin parolası olmalı. İçinde bulunulan her türlü sorumsuz ve umursamaz davranışın yalnızca bizim değil, toplumun sağlığını riske attığını asla ama asla unutmamalıyız.

***

Salgına karşı önlemler kapsamında sokakta maskeli insanları görünce insan ister istemez geçmişi hatırlıyor ve salgınsız koronasız günlere özlem duyuyor. Öyle ki, koronavirüs salgını yaşamdaki temel alışkanlıkları değiştirdi. Her yıl yapılan tatil planları, bu yıl ya yapılamıyor ya da bu konuda daha ihtiyatlı hareket ediliyor. Yine ilden ile veyahut da yurt dışına yapılacak seyahatler konusunda da planların ertelendiğine tanıklık ediyoruz.

Kuşkusuz, insan sağlığı bütün bunlardan daha önemli. Aklıselim sahibi herkesin bu konuda hemfikir olduğuna eminim. Ancak insanoğlunun doğası gereği geçmişte yaşanan, salgın nedeniyle hareket kabiliyetinin kısıtlanmadığı günlere de ister istemez özlem duyuyoruz.

Vaka ve vefat sayılarının sıfıra düştüğü, salgınsız günlere ulaşmak dileğiyle…