Hükümet KOSGEB aracılığıyla 15 bin küçük ve orta işletmeye faizsiz kredi vereceğini açıklayınca, iki-üç gün içinde 250 bin işletme başvuru yaptı.

Ancak bu kredi devletin kasasından çıkmayacak.Peki krediyi kim verecek?

Bankalar verecek!

Hangi akıllı böyle bir yöntemi uygulamaya koymuş bilemiyorum. Hiç akla gelmeyen bir modelle küçük işletmelere faizsiz kredi verilecek.Yani sözün doğrusu küçük ve orta boy işletmelere devletin vereceği para yok. Yukarıda işaret ettiğim gibi 50 bin liraya bankalar verecek.Parayı alan esnaf, Ana parayı 5 yıl içinde ödeyecek.

Üç yıl sonra da devlet araya girecek ve paranın faizini bankaya ödeyecek.Aklımız karışmamıştır inşallah!Bu ikramiyeden kaç kişi yararlanacak?Toplam 15 bin esnaf!79 milyon nüfuslu bir ülke için çok küçük bir rakam. Ama faizsiz kredi verileceği açıklanınca üç günde 250 bin kişi başvuru yapmış.

O zaman 15 bin kişiyi nasıl belirleyecekler? Kura ile belirlerler herhalde.AK Partinin 14 yıl boyunca buna benzer geliştirdiği bir çok yöntem var.Mesela bugüne kadar yaptığı yatırımlarda devlet kasasından bir kuruş çıkmadı.Bir köprü mü yapılacak. Projeleri devlet tarafından hazırlanır.

Bu işi üstlenecek müteahhitlere de yurt içi veya yurt dışından kredi alınır, anlaşmalar yapılır. Mesela bir köprü inşaatı mı yapılacak. Köprüden günde kaç aracın geçeği rakamsal olarak belirlenir.

Bu köprüyü inşa edecek firma, aynı zamanda o köprünün işletmecisi olacağından, belirlenen rakamdan daha az araç geçerse devlet, bu müteahhit işletmeciye noksan kalan parayı ödemek zorunda kalacak.

Yani yukarıda belirttiğim gibi hükümetin yatırım modeli böyle çalışıyor.Mesela yeni inşa edilen havaalanı da aynı yöntemle ülkeye kazandırılacak. Devlet havaalanına yılda 30 milyondan az yolcu gelirse, bu açığı kapatmak için müteahhide para ödeyecek.AK Parti iktidarının çalışma sistemi böyle yürüyor.

Neyse!

Hükümetin KOSGEB aracılığıyla 15 bin küçük ve orta boy işletmeye verilecek kredide şimdilik bir kuruş katkısı olmayacak.Bir de şu var: Kredi başvurusu yapanlar gerçekten ihtiyaç sahipleri mi?Bunlar nasıl tespit edilecek?Torpillilerin kredi alma şansı daha yüksek olabilir mi?Kendi kendime sorduğum soruyu bir hata yapmamak için şimdilik cevaplayamıyorum. Ama krediyi kapan açık gözler, bu parayı istediği gibi harcayabilir.

Krediyi veren, olayı nasıl değerlendiriyor?“Krediyi alan işletme hemen borçlarını ödeyip rahat bir nefes alacak” diyor.Krediyi alanın borçlu olduğu nereden bilinecek?Böyle bir araştırmanın yapılacağını sanmıyorum:Ama bilinen bir gerçek var. Alınan kredinin faizini devlet üç yıl sonra bankaya ödeyecek. Bu gerçeği unutmamak lazım.Peki bu günkü ekonomik ortamda Türkiye’de borçlu olan sadece küçük ve orta boy işletmeler mi?Tarım kesiminin içinde bulunduğu durumu bilen var mı?


NARENCİYE ÜRETİCİLERİ


Zaman zaman gazetemizde yayınlanan haberlere bakılırsa, bölgemizde tarım gelirlerinde büyük artış meydana gelmiş. Bir yetkili böyle açıklama yapıyor.Bu hesaplamalar rastgele yapılan tespitlerdir.Neden mi rastgele!Aydın ili bir narenciye bölgesi. Bu sektör yaklaşık 5 yıldır ürününü değer fiyata satamadığı için yok olma durumu ile karşı karşıya gelmiştir.Bugün narenciye ürününün tarladaki fiyatı en yüksek 20 kuruştur. Eğer alıcı bulursa ki malını satan üreticiye aşk olsun.

Aydın’ın millet meclisine gönderdiği 7 milletvekili var. Narenciye üreticisinin içine düştüğü sıkıntıları biliyorlar mı?Bildiklerini hiç sanmıyorum.

Onlar sadece çarşı ve pazarda narenciye ürününün ucuz olup olmadığına bakıyorlar.Geçen yıl Rus uçağının düşürülmesinden sonra narenciye üreticisi yine ürününü satamamış, dalında dökülmeye terk etmiştir.Zor duruma düşen narenciye üreticisine geçen sene devlet ne gibi bir yardımda bulunmuştur.

Bankalardan aldığı kredi borcunu mu ertelemiştir, yoksa maddi bir yardım mı yapmıştır.Artık birçok narenciye işletmesi yaygın olarak ağaçlarını köklemeye başlamıştır.

Böyle devam ederse birkaç yıl içinde ortaya kötü bir sonuç çıkacak. Yılların emeği ile yetiştirilen narenciye bahçeleri, idarenin ilgisizliğinden yok olup gidecek.Ama Aydın’da bir daire müdürü 2016 yılında tarım kesiminde gelirlerin arttığından söz ediyor.

Bir ürün desenindeki üretime bakarak böyle bir açıklama yapmak doğru değildir. Bölgemizde milyonlarca ağaca sahip olan narenciye üreticileri, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişken, 2016’da il genelindeki tarım gelirleri nasıl artış gösterir?Narenciye üreticileri kaderleriyle karşı karşıya bırakılamaz.