Kurban bayramına sayılı günler kala aklıma eski yıllardaki kurban pazarları geldi. Bundan 35 sene kadar öncesi çocukluğumun geçtiği Aydınlıların bildiği Tatar Mahallesi'nde geçti oysa öyle bir mahalle yoktu Orta Mahalle idi orası da. Tren yolunun ayırdığı sanayi ile komşu üç sokaktı işte. O yıllarda hatırlayanlar bilir kurban pazarı orada kurulurdu, bayramdan 15-20 gün öncesi yerli ve il dışından gelen hayvan satıcıları koyun, keçi ve büyükbaş hayvanlarını kamyonlarla getirir ve kurdukları ilkel çardakların altında satışa çıkarırlardı. Afyonkarahisar'dan, Konya'dan, Ağrı'dan, Gaziantep'ten, Kütahya'dan ve daha bir çok şehirden gelen kurban satıcıları, hayvanlarını barındırdıkları çardaklarda ve kamyonlarında yatar kalkarlardı. Yemeklerini oralarda yerler, çaylarını yine oralarda demler içerlerdi. O zamanlar satıcılar da, kurbanlık almaya gelenlerde gerçekten çok dürüst idi. Çok nadir duyulurdu kap kaç olayları ve sahtekarlık olayları. Tabiri caizse ana baba günü gibi kalabalık olurdu hayvan pazarı, iğne atsan yere düşmez misali…

Kurbanlık almaya aileler birlikte gelirdi çoluk çocuk ana baba, dede, nine. Pazarlıklar çetin geçerdi birde eller tutulur, omuzlardan çıkarılırcasına sallaya sallaya yapılırdı. En sonunda anlaşma sağlanır peşinatlar verilir ve yahut tamamı ödenirdi. Bahçeli evi olanlar hayvanlarını pikaplara yükler götürürdü, yeri olmayanlarda arife günü ya da bayram gününe kadar satıcının sürüsü içerisinde bırakırdı. Siz düşünün artık insanlar birbirlerine ne kadar çok güveniyormuş… Bizlerse evlerimizin sokaklarında kurulan kurban pazarında harçlık kazanmak için soğuk sular satardık. Satardık diyorum ama aslında hayvan pazarının esnafları ve kurbanlık almaya gelenler sırf biz çocukları sevindirmek adına satın alırlardı o soğuk suları bana kalırsa. Kurbanlıklarını satın alanlar aldıkları hayvan neyse, koyun, keçi veyahut büyükbaş sığır, onlara renkli boyalarla ad ve soyadlarından oluşan işaretler koyarlardı. Böylece o hayvanların satıldığı ve sahiplerinin olduğu bilinirdi.

Anlattığım yıllar yine bu zamanlar gibi sıcak yaz aylarına denk geliyor. Aydın sıcağında hayvanların pislemesiyle ortaya çıkan o kötü kokular bile şimdi hatıralarda kaldı. Etraf toz duman hava çok sıcak, hayvan pazarı bayrama 3 gün kala mahşer yeri gibi kalabalık. İnsanlar birbirine dirsek teması iç içe ama pazarlıklar kıran kırana ve satışlar güzel. Hele Arife günleri bir başka olaydı. Onlarca gündür hayvanlarının neredeyse tamamını satan satıcılar, ellerinde kalan sayılı hayvanları da birazda olsa indirimli fiyatlarla satarak takriben arife öğleden sonra memleketlerine dönmek üzere yola çıkarlardı. Genellikle her sene aynı satıcılar gelirdi Aydın'a ve Tatar Mahallesi'ne o yüzden burada yaşayan mahalle sakinleriyle, hayvan satıcıları arasında da kalıcı dostluklar oluşuyordu. Benim hatırladığım kadarıyla yola çıkmadan önce mahalle sakinlerinden helallik alarak ayrılırlardı. Şimdi öyle satıcılar ve müşteriler yok. Hatta o hayvan pazarı hatırladığım kadarıyla1989 ya da 1990 yılında oradan kaldırıldı. O yılların anıları hafızamda iyi yer etmiş ve bu yazıyı yazma isteği duydum. Artık ne çocukluk yıllarımız geriye gelebilir ne de öylesi güzellikler yaşanabilir. Kurban bayramına yine sayılı günler kaldı, herkesin gönlünce bir bayram yaşaması dileğiyle…