Ülkemizde yazın en şiddetli biçimde yaşandığı kentlerin başında Aydın geliyor. Bu yıl ilkbahar oldukça serin geçti. Yaz geç geldi dersek yalan olmaz. Haziran'ın 20'sinden bu yana kavurucu sıcaklar etkisini hissettirir oldu. Öyle ki, ekim ayına kadar sürmesi beklenen sıcak bir dönemin içine girdik.
Kent merkezinde hissedilen sıcaklığı artıran en önemli etkenlerden biri ise beton yığınını andıran binalar. Kentin belli bölgeleri yeşil alan açısından daha şanslı. Ancak belli semtler var ki, yeşil alan arayın ki bulasınız!
***
Durum böyle olunca yaz sıcağının şiddeti artıyor, yeşil alanı bol semtler veya şehrin dışı akşam saatlerinde püfür püfür eserken, dip dibe, zevkten, estetikten yoksun binalarla kaplı kesimler ise adeta yanıyor.
Doğa ve yeşil, uygar bir kentin, yaşanabilir bir şehrin olmazsa olmazıdır. İnsanoğlu lükse olan düşkünlüğü kadar doğaya, yeşile önem verseydi bugün bu sorunları konuşuyor olmazdık.
***
Elbette bu sorunlar yalnızca Aydın'ın değil, metropoller başta olmak üzere hemen hemen tüm kentlerde benzer sorunlar yaşanıyor. Çarpık ve yoğun yapılaşma, kentlerin siluetini bozduğu kadar sıcak yazın daha da sıcak yaşanmasına ve hissedilmesine yol açıyor.
Bu yüzden doğaya, yeşile önem verelim, yapılaşma alanlarında nefes alabilecek mekânlar oluşturalım. Bunlar yapılmadığı takdirde bu can yakıcı sorunları ve daha nicelerini konuşmaya devam ederiz.
Kalın sağlıcakla…