Anadolu’da tarım kadim zamanlardan beri yapılıyor. Asurlular, Hititler, Persler, Selçuklular, Osmanlılar ve daha nice medeniyetler tarım ve hayvancılık yaptı bu topraklarda. Özellikle buğday ve diğer tahıllar sayesinde çok büyük kazanımlar elde ettiler. Bazı tohum çeşitleri binlerce yıldan bu yana nesillerden nesillere kullanılarak günlerimize kadar ulaştı. Bu tohumlara ata tohumları denilmesi işte bu yüzden.

***

Doksanlı yıllarda artan dünya nüfusu yüzünden daha fazla gıdaya ihtiyaç duyuldu. Bu nedenle laboratuarlarda genetiği ile oynanmış tohumlar üretilerek ekimleri yapıldı. Bire üç veren tarlalar bire on yirmi vermeye başladı. Ancak GDO’lu tohumlar üretimi arttırsa da içerdiği kimyasallarla insan vücuduna büyük zararlar veriyor. İnsan vücudunda kalıcı hasarlara neden olabiliyor, örneğin obezite ve alzhaymır gibi hastalıklar GDO’lu ürünler ortaya çıktığından bu yana çok fazla daha sık görülmeye başlandı.

***

Şimdilerde ata tohumlarına rağbet artmaya başladı. Belediyeler bu tohumlarla ürettikleri fideleri vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıyor. Saksılara, bağlara ve bahçelere dikilen bu fidanlardan tertemiz sebze ve meyveler toplanıyor. Öte yandan devlet tarafından ülkemizde ata tohumları bankası kuruldu. Bu bankaya Anadolu’nun dört bir yanından toplanan orijinal tohumlar getiriliyor ve şoklama dondurma yapılarak yüzlerce dayanacak şekilde saklanıyor.

***

Ata tohumları sayesinde temiz ve sağlıklı tarım yapma olanağı sağlanacak ve bu ürünleri tüketenler hastalanmayacak. Başta tahıllar olmak üzere, domates, biber, patlıcan, nohut, mercimek, pirinç, fasulye, susam, soğan, patates, karpuz, kavun, salatalık ve daha bir çok ürünün kalitesi de artmış olacak. Daha sağlıklı ürünler böylece insan metobolizmasına da yarar sağlayacak. İşte bu sebeplerden ötürü ata tohumlarını kullanmanın şimdi tam zamanı.