İnsanlar birbirinden farklıdır. Anlama kapasiteleri, ilgi alanları herkesin aynı değildir. Yaşamın gereği budur. Nasrettin Hoca’ya sorarlar: “Hoca! Neden insanların bir kısmı sağa giderken bir kısmı sola gitmektedir?” Hoca cevap verir: “Yaradılış böyle.” “Bunun hikmeti nedir?” “Ne olacak? İnsanların hepsi aynı yöne gitseydi dünyanın dengesi bozulurdu.” İnsanlar birbirinden farklı ki farklı işler görülsün. Herkesin aynı iş gördüğü bir dünya düşünülür mü? Hayır…

Usta çırağına, ebeveyn çocuğuna karşı “senden adam olmaz” cümlesini sık kullanır. En çok da bunu, öğretmenler öğrencisine karşı yapar. Öğretmenin böyle bir tutum içerisinde bulunması çok ayıplanır. Eğitimci, pedagojik formasyon almış birinin öğrenciye karşı “senden adam olmaz” şeklinde küçümseyici yaklaşımı elbette insanı şaşırtır. Hiç kimsenin karşısındaki bireyi küçümseyici tavırla onun geleceği hakkında ahkâm kesmesi doğru olmaz. Ancak öğretmen de olsa hiç kimse genelleme tuzağından kendini kurtaramaz. Bir öğretmen, bir öğrenciyi sürekli aynı pozisyonda görüyorsa onun varacağı genel kanaat “senden adam olmaz” anlayışıdır. Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde çalışan bir arkadaşım anlattı. Tarih, coğrafya gibi ders öğretmenleri, otelcilik lisesi öğrencilerinin söz konusu derslere ilgisizliğinden fena derecede dert yanmaktadır. Hangi çaba gösterilirse gösterilsin alınacak mesafe bellidir. Koskoca bir yıl öğrenciyi sınıfta hep aynı atmosferde gören öğretmende ister istemez söz konusu öğrenciler hakkında olumsuz bir düşünce oluşur. Tam bu düşünce kemikleşecekken eğitim-öğretim yılı sonunda öğrenciler, tüm öğretmenlerini davet ederek, onlara açık büfe uygulaması sunar. Aşçılık bölümü öğrencileri, yemekleri pişirir; pastacılık bölümünde eğitim görenler tatlıları yapar; servis dalındakiler de masalara en nadide şekilde servis yapar. Masalarda servis alan öğretmenler tam bir şok içindedir. Sınıfta gördüğü o öğrenciler, sanki o öğrenciler değildir. Eğer tarih, coğrafya vb. öğretmenler bu servis olayını görmemiş olsalar önyargılarının kurbanı olacaklardı. Kimi okul başarısı düşük kişilerin hayat yolunda gösterdikleri dikkat çekici başarıları şaşırtıcı olmuştur.

Öğrencilerin tamamının akademik eğitim aldırılması doğru değildir. Meslek eğitimin önü açılmalıdır. Yetenek ve ilgisi farklı öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine uygun eğitim almaları sağlanmalıdır. Az önce sözünü ettiğim otelcilik lisesi öğrencileri, düz lisede okuyan öğrencilerin pek çoğunundan daha şanslı, inanın… Neden mi? Onlar, genç yaşta bir meslek edinmekte ve para kazanmayı öğrenmektedir. Düz lisedeki kimi öğrenci ise lise bittikten sonra iki-üç yıl üniversiteyi kazanmak için özel derslere gitmektedir. Arkasından kimya, biyoloji gibi bölümleri kazanmaktadır. Dört-beş yılını bu eğitime harcadıktan sonra iş bulmakta güçlük çekmektedir. Meslekli mesleksiz yani… Eğitim mutlaka sanayi, tarım ve ticarete elaman sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır.