İnsanın en önemli yaşam gailesi, evini geçindirmek ve ailesini gücü nispetinde ele güne muhtaç etmeden yaşatmak değil mi? Evet ama maalesef enflasyon denilen illet bir dert var başımızda tabiri caizse ceplerimizin kanseri bu dert. Çarşı-Pazar ateş pahası, her şey pahalı. Gıda ve barınma için ayrılan bütçeler delik deşik oldu. Herkes kara kara düşünüyor, artık haftalık değil günübirlik hesaplar yapılıyor. Yarınlar ne getirecek diye düşünüyoruz, elimizde avucumuzda olanla ne yaparız diye detaylı hesap kitap yapıyoruz. Hal böyleyken bir kesimin umurunda bile değil yaşananlar, bir elleri yağda diğer elleri balda yaşayıp gidiyorlar. Halk arasında söylenen bir benzetme var; '' Mahallede yangın çıkmış, herkes telaş içerisinde sağa sola koşuşturuyor, hafif meşrep bir kadın da evinin penceresine çıkmış ahenkle saçlarını tarıyormuş'' işte ülkemizde tam da yaşanan bu. Halkın neredeyse tamamına yakın bir kesimi derdinden deliye dönerken, o azınlıkta kalan zat-ı muhteremler de kerkine kerkine yiyorlar, geziyorlar diğerleri onların umurunda değil zaten.

Ekmek ülke genelinde iki buçuk lira, bazı kentlerden üç lira oldu haberleri duyuluyor. Sebze, meyve fiyatları cepleri yakıyor. Marketlerde sürekli değişken fiyat etiketleri inmiyor, dik bir grafik üzerinde her gün yeni zirveler yapıyor. Koronavirüs salgını bahane oldu fiyatlar uçmadı jet hızıyla fırladı gitti. Bu arada kimse kimsenin halinden anlamamak gibi bir tarz geliştirdi. Örneğin, pazara çıkıyorsunuz geçen hafta 5 liraya aldığınız bir sebzeyi bugün 10 lira veyahut daha fazla fiyatla alıyorsunuz. Soruyorsunuz niçin böyle diye; herkes aynı ağızdan yanıt veriyor şartlar bunu gerektiriyor'' Sizde birkaç parça öteberiyle eve dönüyorsunuz. İhtiyaçlar çeşit çeşit ama cebinizdeki para onlara ulaşmanıza engel. Ailelerin zar zor bir araya getirdiği bütçe güneş görmüş kar gibi anında eriyor yok oluyor. Herkeste gelecek korkusu var, aileler evlilik çağına gelen çocuklarını evlendirmeye korkar oldu. En basitinden evlilik paketi diye adlandırılan beyaz eşya grubu bile çok ama çok paralara tekâmül ediyor. Araştırmacılar 2021'in sene başında evlilik paketi eşyaların (buzdolabı, fırın, çamaşır, makinesi, bulaşık makinesi) 25 bin lira olduğunu ancak şimdi bu alışverişi yapacakların en az 45-50 bin ve daha fazlası fiyatlarla yapabileceğini tespit etmiş. Yani evlenmek isteyenler yandı diyebiliriz, bu masraflara gelinlik, damatlık, düğün salonu, mücevher, salon oturma grubu, yatak odası, yemek takımı, perde ve aksesuarları, ev kirası ve daha birçok şeyi de eklerseniz bugünkü şartlarda düğün yapmak hayal bile edilemez.

Ailelerin okula giden çocukları var, servis parası, okul taksiti ( özel okulda ise) yemek parası, kitap parası, defter parası, malzeme parası, kıyafet parası ve daha başka başka kalemler çıkabiliyor. Tek maaşlı veya iki maaşlı bir evin çocuğu ya da çocukları olsa da şartlar pek yaman. Çocuk okutmak çok ama çok zor ülkemiz şartlarında. Eskiden başarısız öğrenciler çırak olarak yetiştirilmek üzere meslek ustalarının yanına verilirdi. Şimdi sınıfta kalmak yok, yapabileceği mesleğe göre yönlendirme yok, olur da üniversiteyi bitirilerse bu defa da iş yok… Hayatın bir iki zorluklarına değindim ancak bu yazdıklarımla daha neler neler yaşıyor ülkem insanı. Yazıya dökmeye kalksak satırlar, sayfalar, kelimeler yetmeyecek. Herkesin yükü çok ama çok ağır, şartlar döviz kuru gibi oynak, planlamalar yapmak bile yetmiyor. Anında değişen fiyatlar yüzünden herkes tepe taklak.

Allah bizlere önce sabır versin, sonra da yar ve yardımcımız olsun…