Zeytin’in anavatanı Anadolu’dur. Ancak bugün dünyanın pek çok yerinde zeytin yetiştirilir. O nedenle ülke olarak zeytin konusunda çok fazla hava atmamıza gerek yok. Zeytin ürünlerini pazarlama ve zeytin tarımı hakkında küçük bir rehavette sınıfta kalabiliriz. Mısır kıyıları hariç tüm Akdeniz’de zeytin yetiştirilmektedir. Mısır’ın kuzeyinde, çöl sıcaklarını Akdeniz kıyılarına kadar inmesini engelleyecek bir dağ silsilesi yok. Bu sebeple zeytin burada yetişmemektedir. Fas, Tunus ve Cezayir’de bulunan Atlantik dağları güneyin sıcak rüzgârlarını kestiğinden buralarda zeytin tarımı yapılabilmektedir. Doğu Akdeniz ülkelerinin tamamında zeytin vardır. O ülkeler Türkiye, Lübnan, Filistin, Suriye, İsrail ve Kıbrıs’tır. İsrail’in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında arkalarında eylemcilerin saklandığı gerekçesiyle zeytinleri tahrip etmesi ilginçtir. Türkiye’nin güney kısmında zeytin var. Karadeniz’in bazı yerlerinde zeytin görülmektedir. Ancak bunun ekonomik bir değeri yoktur. Yalova Dağları soğuk kuzey rüzgârlarını kestiğinden gerçek zeytincilik Gemlik ilçesinden başlar. Kaz dağlarının kuzey rüzgârlarına karşı kalkan vazifesi görmesi nedeniyle Edremit Körfezi çevresinde zeytincilik şaha kalkar.


İspanya ve Fransa’nın güney kısmı, Ege adalarının tamamında, Yunanistan’da zeytinlikler yaygındır. Amerika ile Avustralya kıtalarının kimi bölgelerinde az da olsa zeytin görebiliriz. Zeytinin anavatanı Anadolu’ysa eğer şöyle bir soru sormalıyız: Zeytin nasıl ve ne biçimde bu kadar geniş alana yayılır? Söz konusu sadece Akdeniz çevresi değil okyanus aşırı yerlerdir. Anadolu, Doğu Akdeniz’dedir. Eskiçağlarda Doğu Akdeniz’de, Lübnan ve çevresinde Fenikeliler vardır. Bu uygarlık, tüccar bir halktan oluşmaktadır. Söz konusu halk Akdeniz kıyılarının değişik yerlerine koloniler kurar. Fenikeliler, Doğu Akdeniz’den aldıkları zeytinyağını bu kolonilerde pazarlar. Amfora adı verilen testiler çoğu kez zeytinyağı taşımak için kullanılır. Fenikeliler, zeytinyağının Akdeniz kıyılarında tanınmasını sağlar. Ticaret Fenikelileri zengin eder. Zenginlik Fenikelilerin güçlü bir medeniyet kurmasında etkilidir. İnsanoğlunun ilk alfabetik yazı kullanmasında Fenikelilerin önemli katkısı olur. Fenike’de olan gelişmelerde zeytinyağının payını yok sayamayız. Fenike’de zeytin bereketi görülür. Aynı cümleler Fenike kolonisi olan Kartaca için de geçerlidir. Kartaca, bugünkü Tunus sınırları içerisinde, Kuzey Afrika’dadır. İtalya’nın tam karşısı… Romalıların genişleme evresinde, Roma İmparatorluğu’na kök söktürür. Zenginlik, güç sembolüdür Kartaca… Romalılar, Kartaca’yı ele geçirdikten sonra Akdeniz havzasının tamamına hâkim olur. Onlar, güçlü Fenike’nin altyapısındaki zeytin dinamiğinin farkındadır. O nedenle Romalılar zeytine dört elle sarılır. Zeytin tarımını tüm Roma topraklarında yaygınlaştırırlar. Roma senatörlerinin, aristokratlarının başlarına taktıkları altından taçlar zeytin yaprağı şeklinde süslenir.


Roma, çok geniş alanlara yayılmış, kurumsallaşmış ilk devlet örneğidir. Senato vardır. Roma, tam bir kanun devletidir. Devlet, keyfilikten uzaktır. Suçun tanımı yapılmıştır. Hangi suça ne ceza verileceği bellidir. Hal böyle olunca, Roma topraklarında bir uçtan bir uca güven içinde gitmek mümkün olur. Böylesine bir döneme Roma Barışı denir. İlginçtir, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken devlet, İtalyan Ceza Hukukunu kabul eder. Roma Barışı’nın ne anlama geldiğini buradan çıkarmak mümkündür. Romalılar, söz konusu barışın sembolünü zeytin dalı kabul eder. Romalılar, şunu hedefler: Akdeniz çevresinde tek devlet, tek ürün, tek din ilkesi. Tek devlet, Roma’nın kendisidir. Tek ürün zeytindir. Zeytin üretimini artırmak diğer ürünlerin yasaklanması anlamı taşımaz ancak zeytinyağı gerçekten ekonomik varlıktır. O dönemde sanayi, teknoloji olmadığını hatırlatalım mı? Devletlerin ekonomisi yalnızca tarım ve ticarete dayalıdır. Tek din ise Hıristiyanlıktır. Romalılar, farklı toplumları aynı dinle kontrol edilebileceğini düşünür.


Roma döneminden itibaren İspanyol ve Portekizliler zeytini tanımaktadır. Yeniçağda ilk coğrafi keşiflere çıkan bu uluslardır. İspanyollar, bilinenin aksine sadece yeni kıtalardan Avrupa’ya yeni ürünler getirip bu ürünler tarımının buralarda yapılmasını sağlamazlar, zeytin gibi ürünlerin tarımını da yeni kıtalarda başlatırlar. Ancak Kuzey Amerika’da zeytinyağının bilinmesinde ve ticaretinin yaygınlaşmasında İtalyan etkisi görülür. İlginçtir Amerika Birleşik Devletleri’nde içki yasağı dönemi olarak bilinen, kanunsuz işlerin döndüğü vakitler (1920-1930) İtalyanlar kanunsuz işlerini aklamak için zeytinyağı ticareti yapan paravan şirketler kurar. Son olarak zeytin, kutsaldır. Ancak bazıları bu kutsallık dokunulmaz diye zeytini kendine paravan yapmaktadır, diyelim.