‘ Gelişmiş ülke’dediğimiz ülkeler, okuma alışkanlığını çocuklarına erken yaşlarda kazandırmışülkelerdir. Oralardaki kütüphane sayısı, bizdekinin beş katıdır. Bizde varsayoksa televizyon, internet…’ Aslında bunların ikisi de yaralı olarakkullanılabilecek şeyler. Ama biz bunları doğru kullanma kültürünü almadığımız;bize bu kültür verilmediği için zamanımızı boşa harcıyoruz. Bunları doğru amacına uygun-kullananlar, parmaklasayılacak kadar az. Televizyona ‘ aptal kutusu’ denmesi boşuna değil.Otobüslerde, elindeki cep telefonu ile internete girip dünya ile ilişkisinikesenler saymakla bitmez. Gençlerin eğitiminde bunlardan yararlanacağımızyerde, ne kadar çok, ne kadar gelişmiş televizyon ve cep telefonu ithalettiğimizi söyleyerek övünüyoruz. Hatta bunların, öğretmenlerin yerinitutacağını söyleyenler bile var. Yazık ki ne yazık! Okulun, öğretmenin ne demekolduğunu bilenler bu araçların, çocuklarını, kopyacılığa emeksiz kazancaalıştırdığından yakınıyorlar.
‘’ Gazete, kitap almaya ne gerek var? Hepsiniinternetten bulup okuyorum.’’ Diyenlere bir çift sözüm var: ‘’ Bu tekniği bulupsizlere satanlar; gazeteyi de kitabı da ellerinden bırakmıyorlar. Bir hatırlatma yapayım: Bugünçok gelişmiş internet ortamını, en gelişmiş televizyonları kullanan Japonlar,kitap okumada rekor kırıyorlar. Biz ise en arkalarda nal topluyoruz.
Okumak bir sanatelbette. Bu sanatın yararlı olabilmesiiçin okuduklarımızın kalıcı olmasını sağlamak gerekir. Kalıcılığı sağlamanın dayöntemleri vardır. Başta gelen yöntem, kitabın dış özelliklerini belirlemek.Adı, yazarı, yazarın yaşam öyküsü ve edebi kişiliği, yayımlayan , boyutları,sayfa sayısı, bölümleri, tanıtıcı yazı, önsöz, sunuş (varsa), dizin, ekleri veaçıklamalar incelenmelidir. Kalıcılığı sağlamanın ikinci boyutu eserin sorgulanmasıdır.Konu ( veya konular), konunun işleniş tarzı, anlatım biçimi incelenip belirginözellikler not edilmesidir. Üçüncü aşamada, okuduğumuz kitaptan edindiğimizizlenimlere göre sorular saptanıp bu soruların yanıtlarının eserde aranmasıdır.Dördüncü aşama, işaret taşları ve anımsama duraklarıdır. Beşinci ve sonuncuaşama tekrarlamadır. Okuduğumuz bilgiyi tekrarlamazsak yaşamımızın sonuna kadarbizim olmasını sağlayamayız. Belleğe kaydetmenin yolu yinelemektir.
OKUMA MOTİVASYONda gerektirir. Motive edilmemişsek ilgimizi okuduğumuz esere veremeyiz. Okurkengerekli gördüğümüz kısımları işaretlemeli veya not almalıyız. Yazmakölümsüzlüğe kavuşturmaktır. ‘’ Söz uçar yazı kalır.’’ Der latin ata sözü. Kitapaldatmaz. Yazarından aldığını olduğu gibi aktarır. Yazar aldatıcı bir yöntemkullanmışsa bunda kitabın suçu yoktur. Onun için kitaplar dosttur insana. KöyEnstitülerinin kuramcısı İsmail Hakkı Tonguç, kitap okumanın öneminibildiğinden Köy Enstitüleri’ne bir genelge göndermiş, programa serbest okumasaatlerinin konulmasını istemiştir. Denetimlerinde bu konuyu mutlakaaraştırırdı.
Eğitiminamaçlarından biri de çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Okunan herkitabın bizi karanlığa mahkum eden duvardan bir tuğla çekmek olduğunuaklımızdan çıkarmayalım.
‘’ Okumaalışkanlığı kazanmayanın eğitimi yarım kalmış demektir’’ diyen Pelaut’un busözü kulağımıza küpe olsun. Daha da daha da önemlisi ‘’oku’’ sözü TANRIsözüdür…