İnsanların doğasında tüketmek ve yok etmek var maalesef. Zira doğanın armağanı olan her şeyi tabiri caizse har vurup harman savuruyoruz. Dağlarımızı, denizlerimizi, bağlarımızı, bahçelerimizi, havamızı, suyumuzu sanki hiç bitmeyecek ve tükenmeyecek gibi kullanıyoruz. Bencilce arzularımız nedeniyle talan ediyoruz bizlere hediye edilen bu güzel dünyamızı.
***
Denizlerde ve ormanlarda sebep olduğumuz kirlilik nedeniyle, yaban hayvanları ve su altı canlıları yok olma riskiyle karşı karşıya. Kanalizasyon atıkları, çöpler ve daha bir çok insan kaynaklı çevre kirliliği yüzünden soluduğumuz hava ve içtiğimiz su bile kirlendi. Temiz içme suyuna ulaşmak gittikçe zorlaşıyor. Ormanlardan kereste amaçlı kesilen ağaçlar yüzünden oksijen gibi ana yaşam kaynağımızın azalmasına neden oluyoruz. Dünyanın akciğerleri olarak adlandırılan Amazon Yağmur Ormanları ve Asya Yağmur Ormanları insanların yerleşim alanı açmak ve yeni tarlalar sahibi olmak adına hunharca katlediliyor.
***
Okyanuslarda ve açık denizlerde bilinçsizce balık avı yapılıyor. Devasa balıkçı gemileri yüzlerce metre uzunluğundaki ağlarını derin sulara bırakıyor ve adeta her şeyi silip süpürüyor. Ayrıca bazı balıkçılar suyun içine elektrik vererek oradaki canlıların hepsini öldürüyor. İnsan nüfusu arttıkça yiyecek ve içecek su sıkıntısı da çok daha fazla önem arz ediyor. Tahıl üretimi, sebze ve meyve üretimi, barınma ihtiyacı gibi öncelikli ihtiyaçlar nedeniyle doğaya daha fazla zararlar veriyoruz.
***
Teknoloji çağının başlamasıyla birlikte petrol ve linyit kömürü kullanımı her ülkede kullanılır hale geldi. Bu tür enerjiler fosil yakıt olarak adlandırılıyor. Bu enerjilerin oluşumu milyonlarca yıl öncesine dayanıyor, buzul çağında yok olan canlıların kalıntıları toprak altında kömür ve petrol halini aldı. Bizler bu ağır madenleri yüz yılı aşkın süredir kullanıyoruz. Havamızı, suyumuzu, doğamızı yani bu büyük evimizi kirletmeye devam ediyoruz.
***
Fosil yakıtlar dışında, altın, bakır, gümüş gibi madenleri çıkartmak içinde siyanür ve benzeri zehirli kimyasalları kullanıyoruz. Bu madenler belki parasal zenginlik ve refah sağlayabilir ama doğaya verdikleri zararların telafisi de imkânsız. Aç gözlülük genlerimize işlemiş. Her şeyin sahibi olmak onları elde ederken de dünyamıza zararlar vermek göz ardı ettiğimiz yetimiz maalesef. Başka bir dünya yok yaşayabileceğimiz tek yer bu dünya, hırslarımız yüzünden onu da kaybedeceğiz böyle giderse.