İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana yaşanan savaşlar nedeniyle tam bir kayıt tutulamasa da sanıyorum milyarlarca kişi hayatını kaybetti. Pekâlâ, dünyada ilk savaşı kim kimlere karşı başlatmıştı. Öncesinde de küçük çaplı kabile savaşlarının yaşanmış olmasına rağmen asıl savaş, Tanrının meleklerinin verdiği güçle İbranileriler Mısırlılar arasında yaşanmıştı. Çünkü o zamanın Mısır Firavunları İbrahim peygamberin soyu olan İbrani halkını ünlü piramitlerin inşasında köle olarak çalıştırıyordu. Öyle ki İbrani köleler sadece yemek ve su karşılığı bu en zor inşaat işinde zorla çalıştırılıyordu. İşkenceler, kırbaçlanmalar, aç bırakılmalar ve daha birçok zulüm görüyorlardı. İbranilerin büyük atası olan İbrahim peygamberin Allah’a olan sevgisi ve imanı o kadar büyüktü ki Allah İbrahim kuluyla bir ahit yapmıştı. Bu ahide göre İbrahim soyu Tanrının lütfüne ve bereketine nail oldu. Mısırlıların elinden İbrahim’in neslini kurtarmaya karar veren tanrı o günlerde İbrahim’in soyundan gelen peygamber Musa’yı Firavunla aracı olması için tayin etmişti. Sonrası malum İbranilerin Mısır’dan çıkmaları ve vaat edilen diyara kadar gelmeleri ile geçen zaman zarfında tanrı Mısırlıları meleklerden oluşan ordusunun gücüyle yendi ve kölelikten kurtarmıştı… Bilinen ve kayıtlı ilk savaşlardan biri buydu. Bu savaşı başlatan yegâne yaratıcı olan Allah’tı, O kavmim dediği İbranileri zalimin zulmünden korumak maksadıyla böyle bir şeye izin vermişti. Allah’ın dört ana özelliği vardır; SEVGİ, KUDRET, MERHAMET VE YARATMA GÜCÜ. Sevginin kaynağı olan bir yaratıcıya sahip olduğumuz için ilelebet şükretsek azdır…
SAVAŞLARIN GÖRÜNMEZ KOMUTANI ŞEYTANDIR
İblis şeytan, Allah’a karşı isyan etmiş ama öncesinde göklerde Allah katında itaatkâr bir melek olarak eski zamanlardan beri görevli bir melekti. Adem’in ve ardından Havva’nın yaratılmasından sonra bu ilk iki insan Aden cennetinde yaşıyor ve tanrıya kendilerine verdiği tüm nimetlerden ötürü şükrederek hayatlarına devam ediyordu. Onların bu mütevazı halleri ve şükürleri Tanrı tarafından da hoşnutlukla karşılanıyordu. Ancak o eski melek zamanla Adem ile Havva’nın Allah’ın gözünde değerli görülmesini kıskandı bunu yüreğinde büyüttü ve isyan etme eğilimiyle Allah’a ve O’nun gücüne karşı kibir besleyerek yoldan çıktı. Bu olayların ardından kibre bürünen iblis Adem ve karısı Havva’yı Allah’ın gözünden düşürmenin hain planını uygulayarak onları da isyan niteliğindeki bir eyleme sürükledi. Neydi o, Allah Âdem ve Havva’ya Aden bahçesinde yer alan her türlü şeyi besin olarak tüketebileceklerini ancak sembolik bir ağaç olan elma ağacından asla yememelerini emretmişti. Çünkü o meyveyi yerlerse öleceklerdi. Ama onlar daha önce bir başkasının ölümüne şahit olmamışlardı. Bir gün Havva cennet bahçesinde tek başına dolaşırken iblis ağaca dolanmış bir yılan olarak ona göründü ve onunla konuşarak ‘’ Tanrı size bu ağacın meyvesinden yerseniz ölürsünüz mü dedi.’’ Havva; ‘ evet’’ deyince ibliste asla ‘’ölmezsiniz çünkü o meyveyi yerseniz gözleriniz açılacak ve iyilik ve kötülüğü bilmekte Allah gibi olacaksınız’’ dedi. Bunun üzerine Havva o meyveyi yedi sonra da kocasına giderek onunda yemesine neden oldu. Her ikisi de günah suçu işlediler ve artık ölmek için zamanlarının dolmasını beklemeye başladılar. Böylece ilk insan olan Adem ve Havva ‘hastalık, yaşlılık ve nihayetinde ölümle’ tanışmış oldular. İşte ilk atalarımız Adem ile Havva’nın Allah’a karşı işledikleri ihanetin ardından Aden cennetinden atılmış oldular.
İblisin planı tutmuştu ve artık bu kötülüğün baş naibi idi ve artık insanlığa karşı da savaş başlatmıştı. Çünkü ibliste çok iyi biliyordu ki gelecek nesillerde de Allah’a iman edecek ve doğruluk yolundan ödün vermeyen insanların olacağı. O zamanlardan bu zamanlara gelene kadar artık her savaşın, her çatışmanın, her cinayetin, her türlü kötülüğün tetikleyicisi iblis ve onun cinlerden oluşan kötülük ordusu var. Zira İblis Tanrıya karşı koyduktan sonra sayıları bilinmeyen melekler ordusu da onun peşi sıra Allah’a isyan ederek göklerden yeryüzüne sürüldü. İblis ve cinleri insanları vesveseye, kötü düşüncelere sevk ederek kindar insanlar, nefret dolu insanlar yaratmaya devam ediyor. Bu görünmez varlıklara bilerek veyahut bilmeyerek hizmet eden bu insanlar yeryüzünde eşi emsali görülmemiş savaşlara, katliamlara, cinayetlere, fenalıklara yol açmaya devam ediyor. İnsanların işledikleri bütün kötülüklerin ardında iblis ve cinlerinin ruhi yönlendirmeleri var. Çocukların, yaşlıların, kadınların öldürülmesi, ülkelerin talan edilmesi, tam iblisin istediği şeyler. Bizler yakın tarihimizde, birinci ve ikinci dünya savaşlarının hangi şartlar altında yaşandığını ve milyonlarca insanın nasıl öldüğünü biliyoruz. İran-Irak savaşı, Afganistan savaşı, Irak’ın işgali, Mısır’da kanlı baskınlar ve şimdi de Rusya-Ukrayna savaşı yıkıcı, öldürücü, yok edici… Savaşlar başladıkça insanoğlu iblis şeytanın ekmeğine yağ sürmeye devam edecek.