Akranlarımın çoğunun ilgisini pek fazla çekmese de çocuk yaşlardan beri Türk Sanat Müziği’ne (TSM) tutkuluyum. Bunda emekli öğretmen olan annemin genç kızlık yıllarında keman çalmasının, musikiye ilgisinin etkisi var. Henüz ilkokul yıllarında TSM klasikleri arasında yer alan ‘Ankara Rüzgârı’, ‘Gözleri Ömre Bedel’, ‘Unuttun Beni Zalim’ şarkılarını öğrenmiş, söylemeye başlamıştım.
***
Musikiye ilgim geçen yıllar içinde artarak devam etti. Ortaokul yıllarında ise bir miktar halk müziğine kayarak bağlama kurslarına gittim. Bağlama kursunu sürdürme konusunda çok hevesli olmadığımdan olsa gerek yarıda bıraktım.
Geçtiğimiz ocak ayında ise uzun süredir heves ettiğim ud derslerine başladım. Uzunca süredir tanıdığım Müzik Öğretmeni Aydoğan Yılmaz aracılığıyla ud derslerini aldığım değerli hocam Fuat Durmaz’la tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Ud üstadı Onur Akdoğu’nun yazdığı metot üzerinden derslere büyük bir zevkle devam ediyorum.
***
TSM, ruhuyla, tınısıyla bambaşka bir müzik dalı. ‘Müzik ruhun gıdasıdır’ sözünden hareketle musikiyle uğraşmak, deşarj olmak gerçekten güzel. Müzik aleti çalmak, insana farklı bir hobi, farklı bir yaşam deneyimi sunuyor.
Müzikli, enstrümanlı bir yaşamı herkese tavsiye ediyorum…