İTTİFAKLAR NİYE YAPILDI. YEREL SEÇİMLER İKTİDARI DÜŞÜRÜR MÜ?


YEREL SEÇİM OLMASA DA 5 VEKİL İÇİN YAPILAN ARASEÇİM HÜKÜMETİ DÜŞÜRMÜŞTÜ.


1979 Araseçimleri


CHP lideri Bülent Ecevit, 42. Cumhuriyet hükümetini 5 Ocak 1978 tarihinde kurar. Bu hükümet 12 Kasım 1979 yılına kadar görev yapar. Ecevit hükümeti döneminde ülke içinde şiddet olayları her gün artarak devam eder. Bazı sansasyonel eylemler ve cinayetler görülür. Eski Başbakanlardan Nihat Erim, DİSK eski Başkanı Kemal Türker, Gümrük ve Tekel eski Bakanı Gün Sazak, Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul gibi isimlerin katledilmesi bu eylemlerden birkaçıdır. Suikastlar, hâkim ve savcılara oradan öğretim görevlilerine kadar uzanır.5 Milliyet gazetesi yazarı Abdi İpekçi’nin öldürülmesi ise kendisi de gazeteci olan Bülent Ecevit’in saygınlığını ciddi anlamda sarsar.6 Suikastlar amacına ulaşır. Sol hareket ile komünizm karşıtlığı üzerinden şekillenen sağ düşünce arasında şiddet gittikçe artar. Siyasi şiddet ve terör yaygınlaşır ve kitlesel hale gelir.7 22 Aralık 1978’de cereyan eden Maraş Olayları şiddetin boyutunu gözler önüne serer. Olaylar sırasında 109 kişi hayatı kaybeder. 500 civarında ev ve işyeri kullanılmayacak şekilde tahrip edilir.8 Bu ve buna benzer olaylar insanların devlete olan güvenini sarsar. Siyaset kurumunu yıpratır. Askeri müdahalenin önünü açar ve onu meşrulaştırır. Bu dönemde Anayasa Mahkemesi’nin bombalanması, Ankara’da genç bir doçentin katledilmesi sonucu ordu içinden siyasilere yönelik sesler yükselmeye başlar. Asker olaylardan Ecevit hükümetini sorumlu tutar. Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren, hükümetten kesin ve hızlı önlemler almasını ister.9 Gelişmeleri 12 Eylül darbesinin ilk ayak sesleri biçiminde değerlendirmek mümkündür.10 Evren, bundan sonra sıklıkla gazetelere demeç verir. Bir demecinde: “Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti hiçbir güç yıkamaz.” der.11 Ecevit, “ordu ile hükümet arasında bir sorun yok” şeklinde bir açıklama yapmak zorunda kalır. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplanır. Toplantı öncesinde Ecevit “ordumuzun demokrasiye bağlılığı güven kaynağımızdır” biçiminde demeç verir. CHP, olanlardan AP’yi ve Süleyman Demirel’i sorumlu tutar. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Uğur Alacakaptan’a göre Demirel orduyu siyasete sokmak istemektedir.12 Ecevit ise Demirel’i orduyu hükümete karşı kışkırtmakla suçlar: “Gençler beraber okumaya başladılar. Okullara barış tohumu ektik. Umutlarını CHP’nin bölünmesine bağlamışlar. Daha önce toplanamayan MGK’yı (Milli Güvenlik Kurulu) biz yasa gereği her ay topluyoruz. Askerin tavsiyelerini orada dinliyoruz. Kışkırtma yapanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.”13 Ecevit’in açıklamalarına rağmen Evren, “olaylar önlemediği takdirde ordu göreve hazırdır” der. Evren’e göre Türk Silahlı Kuvvetleri gözü dönmüş bir avuç insanın yurdumuzu bölmesine asla müsaade etmeyecektir.14 Ecevit hükümeti hızla yıpranır. Gazeteci Güngör Mengi açıklamasında “ordu doktor gibidir ne Allah muhtaç etsin ne de varlığını eksik etsin” diyerek köşesinden darbeye yeşil ışık yakar.15 Bütün bunların sonucunda siyasette istikrarı sağlayacak, ülkedeki şiddeti sonlandıracak bir üst yapının olaya müdahale etmesinin yolu açılır.16 1979 yılı araseçimlerine gidilen süreçte ülke içinde hayat pahalılığı, karaborsa, yokluk ve şiddet olayları Ecevit Hükümeti iyice yıpratır. Dünya petrol krizi, ambargo ve Türkiye’de akaryakıt kuyrukları insanları bezdirir. 14 Ekim 1979’da Senato ile Meclisteki boş 5 üyelik için seçimler yapılır. Milletvekilliği seçimlerinde AP: %54,05, CHP:29,33, MSP:7,42, MHP:5,36 oranında oy alırken Senato seçimlerinde bu oranlar AP:%46,8, CHP:29,1, MSP:9,7, MHP:6,1 şeklinde gerçekleşir.17 Seçim sonrasında, Bülent Ecevit iktidardan ayrılır, yerine Süleyman Demirel azınlık hükümeti kurar. Azınlık hükümeti döneminde şiddet devam eder. Esat Kıratlıoğlu’na göre ordu ihtilal için uygun ortam oluşması için olaylara pek müdahale etmemektedir.18 Bu iddiayı ispatlamak güç olsa da şiddet Ecevit hükümetinin sonunu getirdiği gibi Demirel Hükümeti’nin de sonunu hazırlar. Demirel, “Türkiye Takrir-i Sükûn dönemine dönemez ve bu iş askeri mülahazalarla çözülemez” demesine rağmen 12 Eylül 1980 askeri bir müdahalenin önüne geçilemez. Darbe sonrasında tüm siyasi partiler kapatılır.19 İhtilal öncesinde 24 Ocak 1980 kararları alınarak Türk Ekonomisi liberalleştirilir. TBMM Eski Başkanı ve dönemin Maliye Bakanı İsmet Sezgin, 24 Ocak Kararlarının alınmasından ordunun memnun olduğunu belirtir. Söz konusu kararların alınmasında etkili olan teknokratlardan Turgut Özal’ın, askeri müdahale sonrasında siyasete girmesine izin verilir. İsmet Sezgin ise ihtilal sonrasında tutuklanmaz. 20

Kaynakça


4 Muhterem Ağababaoğlu, 1945-Aydın Doğumlu, Eski CHP Aydın Merkez İlçe Başkanı, Eski

Aydın Belediye Başkanı, Görüşme Tarihi ve Yeri: 2.11.2016 –İzmir –Hatay kafede.

5 Hikmet Özdemir, “Siyasal Tarih, 1960-1980”, Türkiye Tarihi 4, Çağdaş Türkiye 1908-1980

(Mete Tunçay, Cemil Koçak, Hikmet Özdemir, Korkut Boratav, Selahattin Hilav, Murat

Katoğlu, Ayla Ödekan), Cem Yayınevi, İstanbul, 1992, s. 248.

6 Feroz Ahmad, (2007), Demokrasi Sürecinde Türkiye 1945-1980, Hil Yayınları, İstanbul, 2007, s. 203.

7 Bora Tanıl - Kemal Can, Devlet, Ocak, Dergâh 12 Eylül’den 1990’lara Ülkücü Hareket, İstanbul,

İletişim Yayınları, İstanbul, 2000, s.88.

8 Cumhuriyet, 25-27 Aralık 1978.

9 Yeni Asır, 12 Temmuz 1978.

10 Yeni Asır, 12 Temmuz 1978.

11 Yeni Asır, 26 Ağustos 1978.

12 Yeni Asır, 9 Ağustos 1978.

13 Yeni Asır, 2 Temmuz 1978.

14 Yeni Asır, 11 Haziran 1978.

15 Yeni Asır, 12 Haziran 1978.

16 Ergun Aydınoğlu, Türk Solu (1960-1980), Versus Yayınları, İstanbul, 2008, s.400.

17 Milliyet, 15 Ekim 1979.