Geçtiğimiz günlerde İskoçya'nın Glasgow kentinde bir araya gelen dünya ülkeleri iklim değişikliği ile ilgili acilen atılması gereken adımları ağırdan alacaklarını açıklamalarıyla beyan etti. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde küresel sıcaklığı alt seviyelere çekmek için adımlar atacaklarını bildirdiler ama dünyada sera gazı salımının yüzde 80'inden sorumlu olan ülkelerin liderleri sıfır karbon emisyonu konusunda bir hedef belirlemekten kaçındı.

Açıklamalara bakılırsa bu çok zengin ülkeler fosil yakıtlardan vazgeçmeyecek. Linyit kömürü ve petrol ürünlerini ağır sanayi tesislerinde kullanan bu sözüm ona gelişmiş ülkeler çok para kazanma hırsları yüzünden küresel insan sağlığını ve geleceğini hiçe saymaya devam edecekler. Adı üstünde G-20 yani dünyada her konuda öncelikle ekonomi hakkında söz sahibi olan bu ülkeler iş genel insan sağlığı ve dünyanın geleceği olunca kem küm etmekten kaçınmıyor. Oysa dünyanın tüm zenginlikleri tamamen onların olsa ileride bunu harcayacak kimseyi bulamayacaklar. Hatta dünyamızın atmosferine verdikleri aşırı zararlardan sonra parasıyla bile oksijen bulamayacaklar. Ağır sanayi atıkları, kanalizasyonlara, derelere, çaylara, ırmaklara, nehirlere ve son olarak tüm denizlere çok büyük zararlar veriyor. Suda yaşayan pek çok canlının nesli yok oldu ya da yok olma üzere. Ayrıca temiz içme ve kullanma sularımızda kirlendi, yakın gelecekte içecek su bile bulamayacağız. Mevsimler çok değişti, yeterli miktarda kar ve yağmur yağmıyor. Bunun başlıca sebebi de bu zengin ülkelerin göz göre göre dünyamıza verdikleri zararlardır.

Bu zenginler kulübünün üyeleri, güya dünyayı yenilemek, şimdiki kötü gidişata son vermek, daha yaşanır bir hale getirmek adına iklim konferansları düzenliyor. Acil eylem planları hazırlıyorlar, grafikler, sunumlar ve daha bir sürü süslü açıklamalar yapıyorlar. Ama yine kendileri çalıyor ve kendileri oynuyor. Dünyanın her yerinden bilim insanlarının, aktivistlerin söylemlerini, ispat ettikleri tezlerini görmüyorlar ve onların seslerine kulak tıkıyorlar. Oysa gelişmiş ülkelerin dünyamıza verdikleri zararların neticeleri her yerde görülüyor. Aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar, kuraklıklar, kıtlıklar, bazı yaban hayvanlarının nesillerinin yok olması, hastalıkların artması, salgınlar, yeni tip virüsler daha neler neler…

Anımsadığım kadarıyla Paris, Kyoto, Newyork ve son olarak ta Glasgow'da düzenlenen iklim seminerlerinden insanlık adına atılan sağlam bir adım yok. Glasgow iklim zirvesi de fos çıktı anlayacağınız, G-20 kendi bildiğini okumaya devam edecek yani boşu boşuna düzenlenmiş bir seminerdi. Sözler havalarda uçuşuyor, liderler bol keseden söylemlerde bulunuyor iş icraata gelince koskocaman fiyasko. Dünya halklarının geleceği onların asla umurunda olmadı olmayacak ta bu besbelli. Ancak bunun hesabını bir gün mutlaka verecekler. İnsan unutur ama tarih ne unutur ne de affeder…