İnsan hayatı sanki bir film şeridi gibi akıp geçiyor gözlerinin önünden.
Çocukluğumuzun hatırlayabildiğimiz ilk yılları, ilk arkadaşımız, ilk oyuncaklarımız, ilk giysilerimiz, ilk ayakkabılarımız ve daha bir çok şey canlanıyor hafızalarımızın satır aralarından. Sokak aralarında kan ter içinde koştuğumuz, susayıp kana kana su içtiğimiz çeşmeleri anımsıyoruz. Karnımız acıktığında yediğimiz salçalı ekmekler, ev yapımı kurabiyeler vardı masum çocukluğumuzun tertemiz sayfalarında.
Oyuncak bulmak ve yahut satın almak lükstü, olanları da arkadaşlarımızla oynardık kavgasız ve sevgiyle. Oyuncağımız yoksa, gazoz kapakları vardı bir de kalın teller ile bükülüp çember yapılan hatta direksiyonu bile olan telden oyuncaklarımız… Aklımız estiğinde şehrin başka mahallelerini keşife çıkardık annelerimizden yiyeceğimiz dayakları düşünmeden. Güvenliydi o zamanlar her yer, ağabeyler, amcalar, ablalar, teyzelerdi herkes bizim için.
Sokakları arşınlardık, acıkırsak bir gevrek alır 3 kişi paylaşırdık, doymazdı karnımız belki ama paylaşmanın keyfini yaşardık. Bazen bahçelere dalardık erik, portakal, ceviz, dut ve pek çok meyvelerin tadına bakardık. Hem bahçe sahibinden korkardık ama o meyveler için her şeyi göze alırdık.
Okul arkadaşlarımız vardı, bir de sınıf arkadaşlarımız; tenefüsler de okulun bahçesi mahşer yeri gibi olurdu tozu dumana katardık. Kantin sırasında itişip kakışmalar bile birer maceraydı. Öne geçme kavgaları yaşanırdı her gün, bir de tam sana sıra gelir ders zili çalıverirdi ve yahut almak istediğin şey sıra sana gelince tükenmiş olurdu. Bir de bit salgınları olurdu ara sıra, herkes başını bedenini kaşırdı. Şimdiki gibi şampuanlar yok ki çözüm gaz yağı ile saçları temizlemekti.
Saygıyı, sevgiyi ,arkadaşlığı anlatan ders kitaplarımız vardı, dersin adı da 'HAYAT BİLGİSİ' adı bile her şeyi anlatıyordu bizlere. Öğretmenlerimizin azmi her bir öğrenciyi ayrı ayrı hayata hazırlamak için bir gayret savaşı idi. Sınıflarımızda kalorifer yoktu, iç kaplaması tuğlalı kömür sobalarımız vardı. Üşümek aklımıza bile gelmezdi, tenefüs zilindeydi kulaklarımız çıksak ta bahçede oyunlar oynasak diye… Çok yıllar geçti aradan artık yetişkinsiniz ama aklınız hep çocukluk yıllarınızda ve burukluk hissettiğiniz anılarınızda…