Dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi Tarımın planlaması en az 12,tarımsal üretimin planlaması ise 8 madde üzerinden planlaması gerekirken Bakanlık tarafından planlama tanımlar dâhil olmak üzere 19 esas 3 geçici maddeden ibaret olarak 5,5 sayfada ifade edilmeye çalışılmıştır.
Yönetmelikte küçük üreticilerin korunmasına dair hiçbir ifadenin bulunmamaktadır. Gene geçimlik üretim yapan çiftçilerimizin korunmasına dair hiçbir ifade yer almamaktadır.
Meyve yetiştiriciliği için yeterlilik oranları yüksek ve % 6 meyilli arazi şartı Türk meyveciliğini iki koldan kıskaç altına almaktır.
“Tarımsal Üretim Planlaması Yönetmeliği” “in 13. Madde 3. ve 4. Bendlerinde yer alan % 6 ile “yeterlilik oranları” ölçütleri iptal edilmelidir.Bu kıstas günümüz modern tarım alanları planlaması ile uyuşmamaktadır.
Yönetmeliğin 13’üncü maddesinde, daha farklı sorunlara açık bırakan ifadeler yer alıyor. Bu maddeye göre, ‘Cumhurbaşkanlığı kararı ile ilan edilecek tarım havzalarında, üretim deseni göz önüne alınarak üretim izni verileceği’ belirtilmiş. Tarım havzalarının ilan edilmesi ve buradaki ürünlerin desteklenmesi konusunda yaşanan sıkıntılar, yaygınlaştırma, derinleştirme tehlikesi içermekte, izinlerin nasıl verileceğine dair hiçbir ölçüt bulunmamaktadır.
Yönetmelikte bahsedilen “planlama ve izin faaliyetleri konusunda bürokratik yoğunluk, mevzuat imkânsızlıkları ve gereksiz zaman kayıpları söz konusu olacağından hayvansal üretim planlaması ve izinleri konusunda belirsizlikler yoğun bir biçimde karşımıza çıkmaktadır.
Bu yönetmelik hazırlanırken Ziraat Odaları, Ziraat Mühendisleri Odası, Tarımsal Araştırma Enstitüleri, Üniversiteler, İhracatçı Birlikleri, Tarım teknikerleri, tarımsal üretim kooperatifleri, üretici birlikleri ve üreticiler ile istişare edilmediği gibi bakanlığın hukuk birimlerinden de en ufak bir mütalaa alınmadığı taslağın fikir ve ifadelerinden ortaya çıkmaktadır.
Bu yönetmeliğin 6’ıncı maddesine göre, “Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde ‘Tarımsal Ürünlerin Planlanması Kurulu’ oluşturulacak. Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu” oluşturulacak. Bir bakan yardımcısı başkanlığındaki kurulda 12 genel müdür ve 3 başkan görev yapacak. Kurulda mutlaka çiftçi, ihracatçı, üniversite ve diğer paydaşlardan da temsilcilerin olması gereklidir. Fakat bu kurulda sivil toplum kuruluşları ise ‘ihtiyaç duyulması halinde’ davet edilebilecek” cümlesi ile merkezci ve anti demokratiktir. Ayrıca bu kurulun Bakanlık üst yönetim bürokratlarından oluşmasının yönetmeliğin ve kurulun amaçlarını gerçekleştirmeyle uyumlu olmadığı ortadadır.
Tarımsal üretimin planlanması bir uzmanlık sahası olduğu için sektör paydaşlarıyla katılımcılığa, yönetişime ve uzmanlık alanlarına yoğunlaşmış çalışma grubu faaliyetine mutlaka ve öncelikle ihtiyaç bulunmaktadır.