Son yıllarda tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı tarım sektörüne ve ülke ekonomisine birçok bakımdan zarar vermektedir. Bunları liste hâlinde sıralayacak olursak;
*Tarım arazisi miktarı düşmektedir,
*Tarım üretim rekolteleri gerilemektedir,
*Tarım toprakları şehirleşme ve sanayi bölgeleri ile iç içe girerek kirlenmektedir,
*Doğal ve organik gıda üretimi imkânsız hale gelmektedir,
*Sulama suyu kaynakları tehlikeye girmektedir,
*Toprakta çoraklaşma artmaktadır,
*Tarımsal üretim, orman ve mera arazileri daralmaktadır,
*Tarımsal üretim sürecinin kesintiye uğrama ihtimal artmaktadır.

Bu gelişmeler içerisinde en önemlilerinden birisi olan, bitkisel üretim yapılan verimli tarım arazileri her geçen yıl azalmaktadır. Bunların yerini ise yeni maden-enerji sahaları, yerleşim yerleri, yollar, köprüler, havalimanları ve sanayi sahaları almaktadır. Tarım arazilerinin ürün verme kabiliyeti her geçen gün azalmakta-dır. Bunun nedeni ise sanayi, şehirleşme, maden ve enerji sek-törlerinin ürettiği kim-yasal madde ve tuz oranındaki artışlardır.

Endüstriyel tarım su kaynaklarını olumsuz etkilemektedir. Tarıma elverişli toprakların yerine sanayi, turizm, kentleşme gibi alanların oluşması geri dönüşü olmayan bir tahribata yol açmaktadır

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına yol açan ilk olgu artan nüfus artışıdır. Tarım dışı kullanım ise kısa vadede kazanç ve rant sağlar.

 Buna ek olarak yanlış ürün yetiştiriciliği, bilinçsiz ilaç ve gübre uygulanması ve çeşitli toprak verimlilik kayıplarına yol açan unsurlardandır.

Tarım topraklarının amaç dışı ve yanlış olarak kullanımı ülkemizde erozyon sorununu üst sıralara taşımıştır. İşlenen tarım arazilerin yaklaşık %71'i erozyondan zarar görerek tarım dışı kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Tarımsal Üretim planlamasında karşılaştığımız sorunlardan birisi de “arazi planlamasıdır.” 

Arazilerin sahip olduğu özelliklere uygun olarak kullanılmaması tarımsal üretimde verimliliğin ve ürün kalitesinin azalmasına neden olmaktadır.

 Bu durumun önlenebilmesi için arazi kullanım planlamasının bilimsel, gerçekçi ve somut hedeflere yönelik bir biçimde yapılması önem taşımaktadır. 

Orta ve uzun dönemde ise azalan tarım toprakları ile birlikte sosyo-ekonomik olumsuzluk, kıtlık, tarıma dayalı yatırımların son bulması, bitki çeşitliliğinde azalış ve alım gücünde azalma, ülke ekonomisinde, gıda ve tarım ürünün ithalatından dolayı makro düzeyde bozulmalar ortaya çıkacaktır.